23 Ekim 2011

Ertuğrul Erkişi: Minik Dualar En Büyük Hayalimdi

Ertuğrul Erkişi ile Söyleşi

 

Müziği kullanarak çocukların minik dünyalarını ''dua'' ile tanıştıran Ertuğrul Erkişi, Moralhaber.Net’ten Süleyman Aras’a Minik Dualar Grubu’nu, Mehmed Âkif Yılı münasebetiyle Safahat’tan Şarkılar albümünü ve yeni projelerini anlattı.

 

Bestekâr, söz yazarı, tasavvuf ve sanat müziği sanatçısı, efendi bir “müzik adamı” Ertuğrul Erkişi… Birçok albüm, onlarca söz ve beste, aldığı birçok ödül onun sanat hayatını bir cümleyle özetleyebilir belki… Ancak son yıllarda o kadar başarılı ve anlamlı işlere imza attı ki, hepsi birbiriden değerli… Örneğin Minik Dualar Grubu projesiyle herkesin takdirini kazanıp duasını aldı. Müziği kullanarak çocukların minik dünyalarını “dua” ile tanıştırdı. Çocuklara, Allah’tan korkulacağını değil, O’nunla masum kelimeler ve çocuk lisanıyla konuşulabileceğini hatta O’nun çocukları çok sevdiğini öğretti. 2011 yılında yapmış olduğu Safahat’tan Şarkılar albümü ise müzik dünyamızdaki önemli bir eksikliği giderdi. Bu çalışma, 2011’in hem “Mehmed Âkif Yılı” hem de Âkif’in 75. vefat yıldönümü olması sebebiyle önem kazandı.

 

Ertuğrul Erkişi’nin sanat hayatı, başarı ve ödüllerle dolu… Polemiklerden uzak bir sanatçı duruşu, sessiz sedasız başlayıp muhteşem sonuçlarla ortaya çıkan projeleri var. Bu hafta Erkişi’yle söyleştik.

 

Son albümünüz “Safahat’tan Şarkılar” bu yılın başlarında raflardaki yerini almıştı. 2011 yılının “Mehmed Âkif Yılı” ilan edilmesi albüme olan ilgiye ve bakışa nasıl yansıdı? Yani albümle ilgili beklentileriniz gerçekleşti mi?

   

“Safahattan Şarkılar” benim meslek hayatımdaki en önemli çalışmalardan biri… 2011’den iki yıl önce hazırlıklarına başladık ve 2011 başına yetiştirdik. Bizim niyetimiz Mehmed Âkif’in 75. vefat yıldönümüne anlamlı bir vurgu yapmaktı. 2011’in Mehmed Âkif Yılı ilan edilmesi projeyi daha da anlamlı kıldı. Karşılık beklenmeden,”yapılması gerektiği” için yaptığımız için herhangi popüler bir beklentimiz yoktu. Gönlümüzdeki işi yaptık. Mehmed Âkif Ersoy’a bir de müzik penceresinden bakılmasını istedik. Müziğin, Âkif’i anlamakta ne denli önemli bir vasıta olduğunu gösterdik. Birçok kimsenin, şarkılar sayesinde Safahat’taki şiirleri ezberlediklerini söylemeleri bizi mutlu etti. ”Zulmü Alkışlayamam” gibi ”Gitme Ey Yolcu” gibi ”Hüsran” gibi bilinen ve şiir severlerin aşina olduğu eserler şarkı oldu ve insanlar bu şarkıları arabalarında dinlemeye başladılar. Bu çok önemli… ”Safahattan Şarkılar” arabalarda zevkle dinlenir hale geldiyse maksat hâsıl olmuş demektir.

 

“Safahat’tan Şarkılar” albüm fikri uzun süre hayalini kurduğunuz bir projeydi galiba. Çünkü dönem dönem Safahat’tan eserler besteliyordunuz. “Çanakkale Şehitlerine” şiiri için yaptığınız beste bunlardan biri… Bu proje nasıl ortaya çıktı, nasıl gelişti, biraz bahseder misiniz?

  

“Çanakkale Şehitlerine”yi ilk kez “Minik Dualar” çocuk projemiz için bestelemiştim. Konserlerimizde ne zaman bu şarkıyı söylesek daha büyük bir alkış aldığını gördük. Bu, hem milletimizin milli hassasiyetini hem de Mehmed Âkif muhabbetini fark ettirdi bize. Ve o zaman Safahattan Şarkılar albümünü yapmaya karar verdim. İlk bestelediğim şiir; ”Zulmü Alkışlayamam” idi. Ortaya çıkan şarkı, cesaretimi daha da arttırdı. Sonra “Bana Sor Sevgili Kâri” sonra “Bir Zamanlar”ı besteledim. Besteleri bana ait yedi tane yepyeni şarkı dört tane de eskiden bestelenmiş şarkı ile vücuda geldi “Safahattan Şarkılar”. Kurum olarak sponsorumuz; Eyüp Belediyesi ve Belediye Başkanı Sn. İsmail Kavuncu’nun desteği de bizi ayrıca mutlu etti.

 


Birçok albümünüz ile hem seslendirdiğiniz hem de başkalarına verdiğiniz besteleriniz var. Ayrıca bestelenmiş güfteleriniz de var. Albümleriniz, besteleriniz ve güfteleriniz için ayrı ayrı soruyorum; sizin için yeri çok ayrı çok özel olanları var mı?

   

Birini öbüründen ayırmak o kadar zor ki. “Annem”, “Titredi Efendim”, “Güllerin Efendisi”, “Hüzünlü Gurbet”, “Ummanlar Gibi”, “Ay Yüzlüm”, “Zulmü Alkışlayamam” ve daha niceleri… Ama özel olan hangisi derseniz, çocuklar için bestelenmiş dualardan oluşan “Teşekkür Ederim Allah’ım” albümlerindeki bütün bestelerim derim… Çünkü aslolan “istifade” ve “topluma yarar”dır. ”Teşekkür Ederim Allah’ım”, “Yemek Duası”, “Anne-Baba Duası”, “Uyku Duası” vs. o kadar hizmet etti ki… Bir engelliler okulu öğretmeni bana anlatmıştı: ”Hafıza problemi olan bir öğrencim var, 1 + 1 = 2 diye öğretiyoruz, ”a”dan sonra “b” gelir, diyoruz; ertesi gün unutuyor… Ama bu çocuğumuz Minik Dualar Grubu’nun bütün şarkılarını ezbere biliyor! Şaştık kaldık demişlerdi… Sadece bu hatıra bile “Teşekkür Ederim Allah’ım” albümünü en önemli kılmaya yeter. Allah’ıma bu güzelliği bana nasip ettiği ve beni memur kıldığı için her zaman şükrediyorum.

 

Müziğe, özellikle Tasavvuf Müziğine emek veren bir müzik adamı olarak Tasavvuf Müziğinin ülkemizdeki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Şefi olmayan bir orkestra görünümü var sanki…

   

Ben klasik ilahileri yeniden yorumlamak yerine yeni şeyler üretmeye çalışıyorum. Zira tekrar tekrar aynı eserleri kimse dinlemek istemez. Tasavvuf Müziği, büyük medeniyetimizin melodik bir tezahürü… O büyük ruh halinin her daim canlı kalacağını düşünüyorum. Elzem olan, bunu korurken özellikle yeni yetişen nesle hem sanatlı, hem de popüler yeni eserler sunmaktır. Safahattan Şarkıları, Türk Müziği ekseninde “söylenen yeni bir şey” olarak görüyorum. Bütün bunlardan ayrı, ne yaparsak yapalım, çocuklara büyük önem vermek gerekiyor. Onları ciddiye alan, kaliteli, geniş bütçeli işler ortaya koymak lazım.

 

Herkesin çok beğenerek takip ettiği ve kısa sürede benzerlerinin oluşturulmaya çalışıldığı Minik Dualar Grubundaki son durum ne? Yurtiçi ve yurtdışı konserler devam ediyor mu? Yeni albüm yapacak mısınız?

 

Minik Dualar, hem konservatuarda hem de Yüksek Lisans okurken en büyük hayalimdi. Çok şükür hizmet etti, ediyor… Taklit yapanların, en başta her biri alanında en önlerde olan 7-8 kişilik ekibimizden haberdar olmadıklarını sanıyorum. Her şey taklit edilir; taklit edilemeyecek olan Mevla’nın ekibimizdeki arkadaşlara lutfettiği üstün yetenek ve takım ruhudur. Aslında başarılı olan, bu takımın bilimsel tabana dayanarak ürettiği şarkılardır. Minik Dualar Grubu’ndaki çocuklarımız da bu şarkıları başarılı bir şekilde seslendirmiştir. Çocuklar değişse de bu çalışmalara devam edeceğiz. Yeni albüm çalışmalarına başladık. Konserlerimiz de devam ediyor…

 

Gerçekten merak ediyorum; Minik Dualar büyüyünce ne oluyor? Belli bir yaşa gelen çocukların müzik yaşamı, sizin himayenizde ve gözetiminizde devam mı ediyor? Yoksa bir okuldan mezun eder gibi öğrencilerinizden ayrılıyor musunuz?

    

Tabii ki büyüyünce, büyüyenleri gruptan ayırmak zorunda kalıyoruz; yerlerine yeni çocuklarımız geliyor. Ayrılanlardan müziği meslek olarak yapmak isteyenlere de yardımcı oluruz tabii ki. Şu ana kadar birkaç tanesiyle bu konuda konuşmalarımız oldu.

    

Şu anda gündemde olan veya üzerinde çalıştığınız veya ilk bizimle paylaşacağınız bir projeniz var mı?

     

“Yapılmayanları yapan” olmaya devam inşallah. Beni çok heyecanlandıran bir projem var ama burada söyleyip iki ay sonra kötü bir taklidini dinlemek istemiyorum. O yüzden şu an paylaşamayacağım…

 

Yeni albüm ya da beste çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

     

Mehmed Âkif ve Safahat konusunda, özellikle belediyelerimizden talepler var. Belki bir albüm çalışması daha yapabiliriz. Yapılması da lazım bence… ”Safahattan Şarkılar”, Aralık ayında turneye çıkıyor, Anadolu’da konserler yapacağız. Sonrasında da Minik Dualar’ın yeni albümüne yoğunlaşacağım… Müteakiben de sürpriz proje inşallah…

 

Sizin eklemek istediğiniz veya okurlarımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

     

“Alıcısı olmayan mal zayidir” demiş, atalarımız. Minik Dualar’da da Safahattan Şarkılar’da da teşvik ve takdirleriyle halkımız hep yanımızdaydı. Her iki projeyi de destekleriyle “marka” yaptılar. Biz hep yararlı olanı ve yapılmayanı yapmaya devam edeceğiz inşallah. Halkımıza güzel olanı sunma gayretinde olacağız. Allah mahcup etmesin…

 

“Âmin” deyip size daha nice başarılı çalışmalar diliyoruz… Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz.

 

Süleyman S. Aras - Moral Haber

Bu yazıyı paylaş:

0 yorum:

Yorum Gönder

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.