28 Haziran 2008

Domuz Sensin Turhan Selçuk

İki gündür dişimi sıkıp sabrediyorum: “Öfkemi yeneyim de blogumu, hem iki hem de dört ayaklısı bulunan bu iğrenç yaratığın ne ismi ne de resmiyle kirletmeyeyim” diye. O kadar “ya sabır” çektim ve kendimle o kadar mücadele ettim ki… “İçimdeki bu öfke diner de yazmam” beklentisine girdim. Fakat olmadı.

Türkiye’nin kart, evcil, plaza domuzlarından biri olan Turhan Selçuk, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan karikatüründe başörtülü kadını domuz figürüyle imgeliyordu. Karikatür yayınlandığında da oldukça öfkelenmiş, o zaman öfkemi yenmiştim. “Bu ülkenin mahkemeleri gereken cezayı verir” diye beklemiştim. Fakat o da olmadı. İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi, bu günlerde verdiği gerekçeli kararıyla söz konusu karikatürde hakaret unsuru bul(a)madığını açıkladı. Bu kararı veren kartların hakaret unsuru aramadıklarına eminim.

Turhan Selçuk için bu yazının başlığı doğrultusunda yazacaklarıma geçmeden önce, genelde yapmadığım bir şeyi yaparak bloguma yine bir fotoğraf ekliyorum. Sebebi şu: Bu fotoğraf Turhan Selçu'un domuzluğunun bir belgesi olması sebebiyle çok önemli. Aynı zamanda, işte burada yan yana duran iki resim arasında tek bir fark bulan olursa ben bu blogun anahtarlarını ona teslim edip blog yazmayı bırakacağım.

Şimdi... Turhan Selçuk için yazacağım tek cümleye gelince (çok ağır bulanlar olacaktır, "bunaklığına verseydin" diyenler olacaktır):

“Şarap çanağı miden gibi kan çanağına dönmüş ve tıpkı bir domuzun gözlerine benzeyen ve domuz sümükleri akıyormuş gibi duran gözlerin, yeni doğmuş fare rengi tenin, kendi dışkısının içinde oynamaktan yeni dönmüş domuzlar gibi duruşun, domuzdan daha aşağı, azgın, sapkın… zihniyetin, düşmanlığın, saldırganlığın ve iğrençliğinle domuz sensin, Turhan Selçuk… Sensin domuz, Turhan Selçuk!”

Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

4 yorum:

  1. fark aslında bakınca -hatta bakmaya bile gerek kalmadan- farklılık bariz fark ediliyor. Zira şunu der eskilerden birisi, "İnsan hayvan olma hakkını kaybetmiştir, aklı vardır ve hayvan bile olamaz olsa olsa Hayvandan da aşağı birisi olabilir ama asla hayvan olup yaptıklarının sorumluluğundan kurtulma şansı yoktur". O sebeple bence bu benzetme aslında hakaretten öte güzel bir istek bile sayılabilir, o sebeple sakinliğe devam etmek lazım :))

    YanıtlaSil
  2. Merhaba OmAr (Ömer), haklısın bana yakışmayan bir yazı ve aslında benden önce sosyal demokrat(!)ların ilgilenmesi gereken bir konuydu. Uzun süre mücadele ettim içimde, yazmamak için; ama yazdığıma da pişman değilim.

    YanıtlaSil
  3. sana da merhaba,
    şu var ki sana yakışmayan bir yazı olduğu fikrinde değilim. Ha tepki koyulmalı tabi ki ama bunun tarzı şekli tabi biraz daha farklı olmalıdır. Ama hani derler ya "Söyleyene değil söyletene bakacaksın" durum aslında bundna ibaret. Ama yazı kötü değil tekrarlıyorum, sadece biraz daha farklı bir üslup daha güzel olurdu, bence.

    Kolay gelsin ((:

    YanıtlaSil
  4. OmAr (Ömer) kardeşim, yazıyı beğenmene sevindim. Üsluba gelince, "aşırı tahrik edilmiş psikoloji"nin bir sonucudur, buradaki üslubum.

    Bu arada, senin blogundaki tema çalışmalarını bildiren şeritler çok orijinal olmuş. Sana da kolay gelsin.

    YanıtlaSil

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.