5 Mart 2010

Ordu İktidarları Boykot Ederken Neredeydin?

Türkiye’nin; tüm çelişkilerine, yanlışlarına, yamukluklarına, rağmen kendiyle barışık olmayı başarabilen ender yazarlarından biri olan Emin Çölaşan, bugünkü yazısında, iktidar mensuplarının Kış Tatbikatına katılmamalarını eleştirerek ‘ilk defa bir iktidar kendi ordusunu boykot ediyor’ demiş. Çok gülünçsünüz nam-ı diğer Bulaşan…


 


TSK da açıklama yaptı, iktidar kanadı da… TSK, tatbikatın sadece askerlere yönelik olduğunu, iktidar cephesi ise program uyuşmazlığını gerekçe gösterdi. Bunlar bahane de olabilir. Kaldı ki, ben de bunun bal gibi boykot olduğunu düşünüyorum. Hâlihazırda açılmış bir dava var ve bu davanın bir numaralı sanığı, devasa bir tatbikatı yönetiyor. İktidar gidip o sanığa sahip çıkıp onun tatbikat yönetmesine ayrı bir meşruiyet mi kazandırmalıydı?


 


Emin Çölaşan, senin gibiler hep madalyonun tek tarafına bakmak ve olayların tek boyutunu yansıtmakla ilgilenirler. Tamam, eski asker olmandan kaynaklanan yanlı ve yanlış reflekslerini biliyoruz; ama buna da bir yere kadar katlanılabilir. Yani Aydın Doğan bile sana sınırsız kredi veremediyse bizden bekleme!


 


Çölaşan, TSK’nın tarihine bir bak ve onların bazılarının asiliğini, şımarıklığını, sivil otoriteyi hiçe saydığı dönemleri ve özellikle kendi Genelkurmay Başkanlarını bile tekmeleyecek kadar haddi aşan haramzade teğmenleri de gör ve üşenmeden bazı yazılarını da onlara ayır. Basmakalıp yazılarla gazete sayfalarını ve milletin gözlerini kirletme.


 


Biz, asker tarafından boykot edilen diğer davetleri, resepsiyonları ve eşli-eşsiz davet saçmalıklarını da biliyoruz. Bunların unutulduğunu veya unutulabileceğini sanma. Bunlarla ilgili tek kelime ettin mi? Bu tür boykotlar, ayrımcılıklar yapılırken sen alttan alttan postal yalamaya devam ediyordun. Bunlar unutuldu mu? Asla!


 


Yahu, insan; ikiyüzlü, çifte standartçı, ayrımcı olur da bu kadar mı olur?


 


Pardon doğru ya! Her şeye rağmen kendinle barışık olman gereği böyle yazman ve davranman icap ediyordu. Pardon! Çok pardon!


 


Süleyman S. Aras

Bu yazıyı paylaş:

0 yorum:

Yorum Gönder

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.