21 Temmuz 2009

Halkın ve Müesses Sistemin Gözünde Terör Örgütü

Trajikomik Bir Kıyaslama:


 
Terör örgütü veya terörist deyince statükocu devletin ve militarist düşüncenin (müesses sistem) bakışı ile halkın bakışı arasında hemen bir fark oluşur. Her iki bakış da terör dediğine aynı endişelerle yaklaşıyor; onu varlığına yönelmiş bir tehdit olarak algılıyor. Burada aralarında bir farklılık yok. Esas fark terör örgütünün veya terör örgütü gibi algılananın yapıp ettiklerinin sonuçlarıyla ilgili…



Terör örgütü üst başlığımız aslında iç düşman, yakın ve uzak tehlike, bölücülük gibi kavramları da karşılıyor. Olayı bu şekilde okursak yazı daha anlamlı olabilir.



Şimdi, halkın ve müesses sistemin gözünde terör örgütü farklılaşmasına bakabiliriz. Halkın gözünde bir terör örgütü olmasına rağmen fahri avukatlığını CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yaptığı Ergenekon Terör Örgütü kıyaslanan taraflardan biri ve ilki olacak. -İddialara göre- Türkiye’deki tüm terörist oluşumların üstyapısını ETÖ oluşturduğu için PKK, DHKP-C, MLKP, Hizbullah, İBDA-C, TİKKO, JİTEM vb. örgütlerdense örnek olarak ETÖ’yü seçtik. Müesses sistemin gözünde terör örgütü olarak ise herhangi kurulu ve sistematik bir yapıdan bahsedemeyeceğimiz için direkt olarak halk veya vatandaş terimini kullanacağız.



Özellikle tek parti döneminde yoğun olarak yaşanan baskı rejimi, jandarma dipçiğiyle hizaya sokma biçimi, saçma sapan yasakların ve değişimlerin asker zoruyla uygulanması gibi şeyler halkın terör örgütü muamelesi gördüğünün bir işareti olsa gerek. Tek parti döneminin sona ermesiyle yaşanan kısmi rahatlama 28 Şubat Süreci ile sekteye uğradı. Başını Çevik Bir’in çektiği, içinde asker, siyasetçi, hukukçu, işadamı, medya patronu ve mensubu, (aralarında ipne bile vardı; zavallı TSK ondan da medet ummuş, aslında istediğini de almıştı) yer alan İsrail eğilimli kliğin halka uyguladığı psikolojik harp teknikleri ve orantısız güç kullanımı ile birbirinden iğrenç ve alçak toplumsal operasyonlar günümüzde terör örgütleri tarafından bile kullanılmıyor. İki döneme de baktığımızda, müesses sistemin baskısı hep dine ve toplumsal değerlere dolayısıyla bunları sahiplenenlere yönelmiş durumdadır.



Gerçi Türkiye o günlerden bugünlere de geldi ya… Bunu da büyük bir devrim olarak düşünebiliriz. Bahsettiğim tek parti ve 28 Şubat “karanlık” dönemlerinde terör yuvası basılır gibi kasabalar, köyler, evler, öğrenci yurtları, kimi vakıf ve dernekler, camiler, medreseler ve Kur’an Kursları basılıp -sözümona- suçlular ve suç aletleri toplanıyordu. Şükür ki, günümüzde sadece gerçek terör yuvaları darmadağın ediliyor.



Bu uzun açıklamalardan sonra iki tip terör örgütü ile ilgili kıyaslama yapacağımız esas bölüme geçebiliriz.



1. Tip Terör Örgütü: Halkın gözünde terör örgütü (Ergenekon Terör Örgütü gibi)
ETÖ Operasyonlarında 12 Haziran 2007 tarihinden bugüne kadar ele geçirilen malzemenin dökümü:
- Lav silahı (dolu) [43 adet]
- Lav silahı (boş) [14 adet]
- Roketatar [12 adet]
- Roketatar fişeği ve başlığı [8 adet]
- Lav mermisi [7 adet]
- El bombası [424 adet]
- El bombası (boş) [5 adet]
- Saatli bomba [1 adet]
- Boru tipi bomba [1 adet]
- Dinamit lokumu [53 adet]
- C3 bombası [1 adet]
- Uzun namlulu silah [22 adet]
- Uzun namlulu silah mermisi [46.242 adet]
- Tüfek [44 adet]
- Tüfek mermisi [74 adet]
- Tabanca [175 adet]
- Tabanca mermisi [8.020 adet]
- Top mermisi [84 adet]
- Uçaksavar mermisi (biri boş) [35 adet]
- Havan mermisi [11 adet]
- Bubi tuzağı (kullanılmış/kullanılmamış) [7 adet]
- Hakem bombası [13 adet]
- Sis bombası [28 adet]
- Devlete ait gizli belge [istemediğin kadar]
- Suikast planları [istemediğin kadar]
- Fişleme dosyaları [istemediğin kadar]
- Kaynağı belirsiz para [istemediğin kadar]
- …
- …



2. Tip Terör Örgütü: Müesses sistemin gözünde terör örgütü (Kur’an Kursu, medrese, yurt, öğrenci evi gibi yerler) Bu tür yerlere, bugüne kadar yapılan operasyonlarda yakalanan malzemenin dökümü:
- Kur’an-ı Kerim [çok]
- Elifba [çok]


- Seccade [çok]
- Tespih [çok]
- Cüppe [çok]
- Fes [çok]

- Sarık [çok]
- Rahle [çok]
- İlmihal kitapları [çok]
- Tecvit kitapları [çok]
- Muhtelif dini kitap [çok]
- Muhtelif doğu klasikleri [çok]
- Muhtelif batı klasikleri [çok]
- Bilgisayar [çok]
- Herhangi bir silah [hiç yok]
- Devlete ait gizli belge [hiç yok]
- Suikast planı [hiç yok]
- Fişleme dosyaları [hiç yok]
- …
- …


Şimdi, hâlâ ETÖ’ye terör örgütü değil, ben onların avukatıyım, üç-beş fişekle terör örgütü mü kurulurmuş diyenin de Türkiye için birinci tehdit irticadır (Müslümanları ve Müslümanlığı kastediyorlar) diyenin de…


Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

4 yorum:

  1. >Etö: halkın gözünde ne yazıkki baştakilerin etiketlemesiyle terör örgütü. Kesinlikle ama kesinlikle inanmıyorum onlara ve gülüyorum.2.şıkta belirttiğiniz bulunan mühimmatla ilgili olarak ta ne yazık ki onlarda başımızdakilerin kendi keyfi kullanmaları sonucu bu hale geldi.şeniz

    YanıtlaSil
  2. >> Şeniz, merhaba... Hoş geldin.Sanırım benim blogumla yeni tanıştın. Burada sizin eleştiri oklarınıza hedef olacak çok yazı olduğunu belirtmek isterim.ETÖ meselesinde çok fazla yazı yazmadım. Çünkü yazmam oldukça gereksiz, çünkü her şey ortada, çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor, çünkü gör(e)memek için -sizi tenzih ederim, sizi kastetmiyorum- ya bizzat ETÖ'nün içinde olmak gerekiyor ya da en hafifinden ETÖ'ye yandaş olmak gerekiyor, çünkü, çünkü, çünkü...Umarım siz de görürsünüz.

    YanıtlaSil
  3. >demek ki sizin yazdıklarınıza karşı muhalefet bir kişi olduğumu çıkardınız yorumumdan.Ama keşke önce beni tanısanız.mesela blog sayfamda 17 haziran 2009 tarihli yazımı okusanız keşke. nerden geldiğimi, neler gördüğümü neleri yoğurup kendim için ne pişirip ne olduğumu anlarsınız sanırım.Etö'ye gelince ben, olduğuna inanmadığım bir şeye yandaş olmam yada içinde olmam.birilerinin asıl bizlerin uyumaları için uydurdukları bir masal bence.ben içi çürümeye başlamış, kötü pis kokularının uyuttuğu insanları görüyorum böylesine uyduruktan bir örgüt yaratarak-ki yaratmak sadece Allah'a mahsustur.-Saatimin alarmı çoktan çaldı ve uyandım.

    YanıtlaSil
  4. >> Şeniz, 17 Haziran 2009'daki yazınızı siz söylemeden ben dün okumuştum. Açık söylemem gerekirse nereden geldiğinizi gördüm; ama nereye gittiğinizi bilemiyorum. Kaldı ki nereye gittiğimizi bilmiyorum. Levhi Mahfuz'a inanıyorum. O kadar.Bir önceki yorumunuza yazdığım cevaptan da anlaşılacağı gibi ETÖ konusunda kimseyi ikna etmeye çalışmıyorum. Ancak ben, sağlam bir şekilde inandığımı vurgulamaktan da çekinmiyorum. Herkes dilediği gibi inanmakta özgürdür.

    YanıtlaSil

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.