Birkaç sene önce ortaya attığı, başörtüsünün, tarihte ilk defa, Sümerlerde fahişeler tarafından kullanılan bir aksesuar olduğuna dair iddiasıyla hâkim devşirme medyanın tapındığı kişiliklerden biri haline gelen Muazzez İlmiye Çığ adındaki kadın meğer Profesör falan değilmiş.
Geçtiğimiz günlerde sahtekârlığı ortaya çıkınca da “ben hiçbir zaman Profesör olduğumu söylemedim” gibi garip bir zırvayla kendini savunmaya çalıştı. Evet, birileri sana Profesör derken, Profesör olmadığını beyan etmemek sahtekârlığa girmiyor mu yoksa? Birileri senden bahsederken Profesör diyecek, sen bundan sessiz sedasız nemalanacaksın, bunun gerçek olmadığı ortaya çıkınca da “Ben hiçbir zaman Profesörüm demedim” diyerek ak kaşık gibi kenara çekileceksin. Merak etme hâkim kamuoyu oluşturucuları, mükemmel bir PR çalışmasıyla bu durumu benim unutkan milletimin zihninden kısa bir süre içinde siliverirler.
Gerçi bu saatten sonra senin Sümerologluğun da tartışılmaz mı acaba?
Bunun için, bölücü duruşun için, farklı insanlara tahammülsüzlüğün için, sana biçilen tahrik rolünü, bu yaşına rağmen üzerinden atmadığın için olsan olsan ProFosil olabilirsin. Zaten öylesin…
Hal böyleyken soyadını da “Çığ” yerine “Çiğ” olarak değiştirirsen bence senin için çok daha iyi olur. O adla müsemma olduğun ortada çünkü! Çünkü gerçekten çiğ bir varlıksın. Çok çiğsin…
Süleyman S. Aras
>Gerçeği gizlemek de yalanın çeşitlerinden biri. Bu arada biz de tam tersini biliriz. Tesettürlü olanlar hür hanımlardır. Tesettürsüzler ise köle ve cariyeler.
YanıtlaSil>Aşağılık ve yalancı olan biri, aşağılık ve yalancı olmayan birilerini "aşağılık" olmakla suçluyor. İronik bir durum.
YanıtlaSil>Hanımefendinin iddiası biraz ters geldi bana, fahişe dediğinin sık sık soyunması gerekir bu dertten kurtulmak için giyinmemeyi tercih etmesi daha makuldur. Başını niye kapatsın ki Sümerlerin fahişesi.
YanıtlaSil