27 Aralık 2008

Bekir Coşkun Yine “Hav!” Demiş

Bütün kötülerden sadece birisi olan Bekir Coşkun yine “Hav!” demiş. Diğer taraftan bunu duyan bütün iyi insanlar da bir ağızdan “Hoşt!” demiş. Arada bir cılız ve birbirinden bağımsız “Hoşt!” sesleri de bu iyi insanların seslerine karışmış. Bekir Coşkun doğası gereği “Hav!” demeyi sürdürmüş. Bütün iyi insanlar da “Hoşt!” demeye devam etmişler. Aslında her “Hav!” diyene “Hoşt!” demek bu bütün iyi insanların en kötü alışkanlığıymış.

Dünya kurulalı değil belki, ama insanoğlu dünyaya kurulalı beri Bekir Coşkun gibiler hep olmuş. Onlar hep “Hav!” demekle ermişler muratlarına. Eşek inadı da bir muraddır demişler. Kim ne yapmışsa bunları bu inatlarından kimse vazgeçirememiş. Ben de kendi payıma, bugün, Bekir Coşkun’a ve tüm Bekir Coşkunlara ilk ve son defa diyorum ki: “Hoşt!”

Slogan arkasına sığınıp “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” sözüyle süslenmiş bir maskeyle Hürriyet gazetesinde Onuncu Köy adında bir oba kurarak “Hav!” demeyi doğru söylemek sanan bir safdilin kovulduğu köy sayısının dokuzda falan kalmadığını anlamayacak kadar aciz oluşu da bu masalın ana fikriymiş.

Bekir Coşkun’u makaraya sarmak iyiymiş; ama masal bu ya; tam da burada bitmiş.

Gökten üç tıpa düşmüş. Biri Bekir Coşkun’un ağzına, biri Emin Çölaşan’ın ağzına, diğeri de Yılmaz Özdil’in ağzına…

(Allah’ım, daha çok tıpaya ihtiyacımız var!)

Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

11 yorum:

  1. Hiç güleceğim yokken güldürdünüz beni, Allah da sizi güldürsün :))

    YanıtlaSil
  2. > hairygirlis, önce benim blogumu "kirletmeyecek" bir avatar seç ondan sonra yorum yaz. "Gemicik" meselesine gelince Ak Parti'nin ya da Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı olsaydım size bin tane cevap yazardım merak etmeyin. Ama ilgilenmiyorum. Siz, seksen yılda, devşirmeler tarafından sömürülen ülkeye bir göz atın bence. Sonra gemiye de bakarız.

    YanıtlaSil
  3. Neler kaçırmışım ya! Gerçekten özenilecek türde bir blog. Allah Yardımcınız olsun.

    YanıtlaSil
  4. > Hoş geldin A-S,

    Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Doğrusunu söylemek gerekirse ben sizin blogunuzu Blograzzi'den dolayı biliyordum. Siz de bizi öğrenmiş oldunuz. Nasip bugüneymiş...

    YanıtlaSil
  5. Sanıyorum ki yanlı tutumunuzdan dolayı böyle bir yazı yazdınız... Öncelikle "Havlamak" çok ağır olmamış mı? Müslüman din kardeşimiz sonuçta... Onu bir hayvana benzetmek, hoşgörülü bir Müslüman'a yakışırmı sizce?

    Neticede Allah'ın yarattığı bir kul...


    Blogunuza yorum yapacakken bunu öteki tarafıda var, tarzı bir madde gördüm. dolaylı olarak " havlıyor " dediğiniz Bekir Coşkun'a ALLAH'ın huzurunda nasıl hesap vereceksiniz, çok merak ediyorum.

    Halkı insan gibi yaşasın diye köşesinden sesini duyurmaya çalışan gerçek aydınlara yaptığınız yakıştırmaları kınadığımı belirtmek isterim.

    Severek okuduğum yazarlara yaptığınız bu yakıştırmalar beni derinden üzmüştür. İstediğiniz düzen her ne bilmiyorum ama Eğer ki LAİK bir Cumhuriyet fikri yoksa ortada, üzgünüm ki bu köyün yabancısısınız ve kendi köyünüze geri dönme zamanınız gelmiş... Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  6. > ersin, merhaba.

    Sanırım siz Bekir Coşkun'u ya hiç okumadınız ya okumuş gibi yaptınız ya da anlayarak okumanıza rağmen söylediklerini hiç umursamadınız. Siz Bekir Coşkun'un, bu ülke halkının büyük çoğunluğuna hangi gözle baktığını, nasıl hitap ettiğini, onları nasıl aşağıladığını o kadar özümsemiş ve benimsemişsiniz ki, hâlâ "severek okuduğum bir yazar" diyebiliyorsunuz. Peki, hayatınızda Bekir Coşkun'a onu eleştiren bir e-posta gönderdiniz mi, bir kez telefonla arayıp "halkı böyle aşağılama hakkınız yok!" dediniz mi? Bu konularla ilgili blogunuzda eleştirel bir yazı kaleme aldınız mı? Hiç sanmam. Ancak ne hikmetse beni yanlı tutum takınmakla suçlayabiliyorsunuz. Bu çok kolay bir şey. Ben de sizin yorumunuzu onaylamayarak işin kolayına kaçabilirdim. Ben bunu yapamam.

    Diğer meseleye gelince, Bekir Coşkun'u Allah'ın yarattığına şüphem yok, ancak onun, Allah'ın kulu olduğuna hiç ama hiç inanamıyorum. Hele din kardeşilği meselesini hiç açmayalım.

    "Havlamak" deyimine gelince, benim bu bloga bazı yazılarımı yazarken ne kadar zorlandığımı ve o tür satırları yazarken kendimi ne kadar suçladığımı siz bilemezsiniz. Bu bloga ve benim tarzıma yakışmayan birkaç yazım var. Bu doğru! Ancak bunları yazanı değil de yazdıranı da görmek lazım. Ayrıca, bu tür benzetmelerde aşırıya kaçmak etki tepki prensibinin bir sonucudur. Ben halka davar (koyun sürüsü) diyen birine az bile demişim.

    Bu Köyün Yabnancısıyım evet. Ve fakat bunu sadece İstanbul'un ya da Türkiye'nin yabancısı olarak algılamayınız. Ben bu dünyanın yabancısıyım. Siz istediniz diye de hiçbir yere gitmeye niyetim yok. Üzgünüm, sizi kırmak zorundayım. Vakti zamanı gelince beni buralardan kurtaracak bir el bulunur elbette.

    Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  7. Eğer ki insanlar düşünemiyecek duruma getirilip birbirlerini takip ederek ve başkalarının fikirlerine itaat ederek bir yöne doğru gidiyorsa koyun sürüsü gibi benzetmesi gayet tabi yapılabilir. Çünkü insan olma bilincine ermiş bir bireye asla kendi fikirlerinizi dikte edemezsiniz!

    Ben Bekir Coskun'u okumuş gibi yaptıysam eğer, üzgünüm ki siz bugüne kadar okumuş gibi bile yapamamışsınız... Adınıza üzüldüğümü belirtmek isterim. Blogunuzun genelinde yaptığınız tek taraflı tutumu objektif bir bakış ile değiştirdiğiniz zaman blog yerkürede yerinizi alacaksınızdır.

    Yazımı yayınlamanızda herhangi bir sakınca görmüyorum, nitekim ben yukarıdaki kuralların hiçbirinin dışına çıkmadım. Eğer ki çıksaydım böyle bir şeyi konu edebilir ve " arkadaş, senin yorumun kurallara uymuyor ama ben yine de yayınladım " diyebilirdiniz.

    Kolay gelsin...

    YanıtlaSil
  8. > Ersin Bey, burada resmen kendinizi de ele veriyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki, insanlar birbirlerinden etkilenirler. Dinlerin, ideolojilerin, partilerin vs. etkisinde kalırlar. Buradan şu sonuç çıkıyor: Aslında siz de Bekir Coşkun da %100 kendiniz değilsiniz. Sizi de bir şeyler şekillendirdi. Siz de herhangi bir yörüngedesiniz ve bir şeylerin etkisinde kalarak o yörüngedesiniz. O zaman bu teoriye göre büyüklü küçüklü gruplar halinde herkes sürüden ibaret.

    Ben Bekir Coşkun'u sürekli okumam. Hak verdiğim çok yazısı olmuştur. Ancak insan (hele köşesinin ismi 'Onuncu Köy' sloganı ise 'doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar' ise) 100 yazıdan 90'ı doğru 10'u yanlış olsun ya. 90'ı yalan, iftira, aşağılama, kin kusmadan ibaretse o diğer 10 umurumda değil.

    Yorumunuzu yayınlama olayına gelince, yorumunuz küfür ve hakaret içerdiği için değil, sizin Bekir Coşkun'u değil de beni sorgulamanıza bir anlam veremediğim için bu yorumunuzu görmezden gelerek ben de kolaya kaçabilirdim demek istedim.

    Saygılar...

    YanıtlaSil
  9. konu ile alakalı olarak yazdığını eleştiriyorum ve dolayısıyla sizi sorguluyorum... Çünkü yazıyı siz yazdınız. Bu çok normal değil mi?


    Onuncu köy gayet espritüel bir yaklaşımdır ki kendisinin yazılarında bu havayı sezebilirsiniz... Gayet güzel bir isim bence, buna neden takıldığınızı inanın ki anlamadım.

    İnsanlar partilerin etkisinde kalmaz, sadece kendi görüşünü savunan bir parti ararlar ve bunu bulduklarında ona mensup olurlar, zamanı gelince de oy atarlar... Bunun en güzel örneğini peçeli teyzeler CHP'ye alındığında parti içersindeki bazı insanların olaya tepki vermesi partiye körü körüne bağlı insanlar değiller...

    Bir de Emin Çölaşan'a bir "TIP"a düşmüş, objektif bakış açısıyla yine işini yapan bir gazetecinin kovulması nelere maloldu gördük.. ve kaybeden Emin Çölaşan değil onun yazılarıyla ( BELGELİ YAZILARIYLA ) güne başlayan insanların madur edilmesini de seyrettik...

    YanıtlaSil
  10. > Ersin Kardeşim, sanırım yazdıklarımı gerçekten kabullenemediğiniz için beni yargılıyorsunuz. Ben diyorum ki, benim üslubumdan daha sert bir üsluba sahip o insanlara neden kızamıyorsunuz? Taraf tutma sizin yaptığınızdır!

    Size şunu sormama izin verin: Turhan Selçuk, başörtülüleri domuz şeklinde karikatürize ettiğinde neler hissettiniz? Sert bir tepki mi verdiniz yoksa katıla katıla güldünüz mü? Bu işler çocuk oyuncağı değil. Biraz dürüst olalım lütfen! Emin, Yılmaz ve Bekir'in yazıp çizdiklerinin bundan pek bir farkı yok.

    YanıtlaSil

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.