6 Mart 2008

Fena Halde Irkçı Olmaya Başladım

Bir süredir, medyanın bir kesimi tarafından görmezden gelinmeye hatta sumen altı edilmeye çalışılan bir konu kamuoyunu meşgul ediyor. Ermeni kökenli rektörler meselesinden bahsediyorum.

İddialara göre rektörlerin önemli bir kısmı Ermeni kökenli… Dolayısıyla Hıristiyanlığı benimsiyorlar. Aynı iddialar -sözüm ona- bazı çağdaş, aydınlık, ilerici, vatansever dernek başkanları için de gündeme getirildi. Ancak ne hikmetse, ne iddiaların muhatapları kendilerini savunma gereği duydu ne de iddiaların üzerinde gereği gibi duruldu.

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, yakın bir zamanda yaptığı açıklamada Osmanlının tecridinden kurtulmak için Müslümanlığa geçen ve Cumhuriyet döneminde de ev ev tespit edilip kayıt altına alınan yüz bin Ermeni ailenin listesinin elinde olduğunu iddia etmişti. Birçok tarihçi bu iddialara destek verirken Ermeni kökenli bazı tarihçiler ise Halaçoğlu’nu belgesiz konuşmakla ve ırkçılıkla suçlamışlardı.

Tekrar başa, Ermeni rektörler meselesine, dönecek olursak bana göre iddialar basit değil, komplo da değil! Cumhuriyetten beri memlekette olan biteni bir gözden geçirirsek, şimdi Güneydoğuda yaşanan tiyatroya daha analitik bakarsak, çeşitli dönemlerde bu ülkenin birçok kurum ve kuruluşunun başına Ermeni, Rum veya Yahudi kökenlilerin geçmiş olabileceği şüphesi hepimizin beynini kemirecek. Halka ve halkın değerlerine bu kadar yabancı ve düşman bir elitimizin ve yönetici kadromuzun hem dün hem de bugün varlığını sürdürmesini başka bir şeye bağlamak neredeyse imkânsız.

Kim bilir kaç Ermeni, Rum veya Yahudi Cumhurbaşkanımız, başbakanımız, bakanımız, valimiz, kaymakamımız, rektörümüz, komutanımız vs. oldu.

İyi de tüm bu kadrolar için biz adam yetiştiremiyor muyuz, kendi adamımızı yetiştiremiyor muyuz? İyi de Ermenistan, Yunanistan veya İsrail’de Türkler bu kadar özgür ve bürokrasinin içinde mi? Burada beni kimse yanlış anlamasın; içimizde yaşayan farklı ırktaki insanlara düşmanlık ediyor değilim. Benim öfkem kendini gizleyene ve bu milletin evlatlarından -güya- intikam alana.

Şimdi üniversitelerde olan bitene bakınca, insanlar, içinden “Ermeni tohumu olsa bunu yapmaz” diyor. Yanılıyorsunuz! Olayların çoğunun aktörleri Ermeni, Rum veya Yahudi tohumları! Onun için “üniversitelerde PKK sembollerine tahammülüm var; ama başörtüsüne yok” diyebiliyorlar. Kimse dokunamadığı için “Agop dedemle gurur duyuyorum” diyebiliyorlar. Şu anda gündemde üniversiteler ve rektörler olduğu için konuyu detaylandırmaktan kaçınıyorum. Aslıda diğer kurumlarda ne Ermeniler var.

Bu bakış açısı beni bir ırkçı yapıyorsa ben ırkçıyım. Yok, eğer sözde her türlü ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı olanlar da söylemlerinin tam tersi eylemlerde bulunuyorlarsa onlar da şerefsizdir.

Şu “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür.” saçmalığını da anlamış değilim. Kendi topuğuna sıkan milliyetçilik anlayışı işte; devşirme sisteminin günümüze devşirilmiş hali.

Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

0 yorum:

Yorum Gönder

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.