25 Şubat 2008

>Yeter Ulan Zibidi Rektörler

>
Başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakan yasa, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tarafından 22 Şubat 2008’de onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece devletin en üst makamının onayladığı yasa değişikliği yürürlüğe girmiş oldu.

Bugün yasanın onaylanmasından sonraki ilk ders günü… Yazılı, görüntülü ve internetteki haber kaynaklarından aldığımız bilgilere göre üniversitelerde bu yasağın kaldırılmasına karşı bir direnç söz konusu. Bu milletin birer öz evladı olduklarından şüphelendiğim zibidi rektörlerden kaynaklanan bu direnç daha ne kadar devam edecek bilmiyorum; ama bu zibidilerin haddi aştıkları ortadadır.

Bugüne kadar hep keyfi uygulamalara imza atıp üniversiteleri çiftlik gibi yöneten bu okumuş gangsterlerin geçmişte neler yaptığını burada tek tek sayacak değilim. Ancak birkaç örnek vermeden de geçemeyeceğim. Birçok üniversitede yolsuzluk yapıldığına yönelik iddialar önceki YÖK yönetimlerince soruşturulmaya bile gerek duyulmadan örtbas edildi. Rektörler, eş-dost-akraba kadrolaşması yöntemiyle üniversiteleri aile şirketi gibi yönetme yüzsüzlüğünden geri durmadı. Birçok rektör, aşağı yukarı tüm şahsi harcamalarını (karısının, kızının pedinden köpeğinin mamasına, market alışverişinden içki parasına kadar) üniversite vakıflarına fatura etmekten utanmadı. Bu saydıklarım ve daha onlarcası o şahsiyetlerin delilli, ispatlı, belgeli suçlarıdır.

Başka toplumlarda bu kadar düşmüş birisinin bırakın görevine devam etmesi halkın içine çıkması bile kabul edilemez bir durumdur. Bizim utanmazlar, bu tür iddialar gündeme gelince açıklama yapma gereği bile duymadı. Vurdumduymazlığın, umursamazlığın, kanun tanımazlığın geldiği noktayı tahayyül edebiliyor musunuz?

Daha önce “Anayasa değişsin; biz de uygulayalım” diyen efendiler, Anayasa değişmesine rağmen başörtüsü yasağını kaldırmıyorlar. Atatürk’ün, laikliğin arkasına sığınan bu ucubeler, Atatürk mezarından kalksa: “Yeter ulan zıbıdılar! Üniversiteler sizin babanızın çiftliği değil; kaldırın şu yasağı” dese (ki kalksa aynısını der) bu zıbıdılar, kendilerine başka dayanak/dayanaklar bulurlar. Bu konuda mahir(!)dirler.

Fuzuli ne demiş; “Zerdüz palan ursan eşşek yine eşekktir.” Okumuşlar profesör, rektör olmuşlar; ama adam, insan, anlayış ve hak-hukuk sahibi biri olamamışlar.

Her şeye rağmen güzel günler yakın. Miadını doldurmak üzere olan hazımsızlar, moronlar, din düşmanları, kardeşlik düşmanları, birlikte yaşamayı içine sindiremeyenler, mutlu-beyaz azınlık delirse de, kudursa da, geberse de bu ülkede kardeşlik ve eşitlik çok yakın bir zamanda tesis edilecektir.

Bu topraklarda tesis edilen kardeşlik ise tüm dünyayı fethedecektir.

Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

1 yorum:

  1. >Blogcu'dayken Bu Yazıya Yapılan Yorumlar:25.2.2008 - öneri Yazan: Aymen Benim bir önerim olacak. Türbanlıların kardeşleri, çocukları yada kanbağı olan kişiler askere alınmasın. Kamusal alan ne işleri var? http://tigeraymen.blogspot.com 26.2.2008 - Hoşbulduk! Teşekkür ederim... Yazan: Zahidece "Benim bir önerim olacak. Türbanlıların kardeşleri, çocukları ya da kanbağı olan kişiler askere alınmasın. Kamusal alan ne işleri var?" Aaaa hiç olur mu? Pozitif ayrımcılık olur o zaman...Onların türbanlı bacıları gibi başları bağlı değil ki! Hem cephede ölecek birileri lazım..Şehit analarının başındaki örtüye karışan olmadığı gibi "Anadolu kadının başörtüsü" diye sahip çıkıyorlar...Aynı örtüyle üniversite kapısına dayanmadıkları sürece gayet anlayışlılar..Başörtüsüyle okul kapısına dayanınca da sabırları tükeniyor ama.. http://zahidece.blogcu.com/ 27.2.2008 - pek tabi Yazan: Aymen Çok doğru, bir an atlamışım, şehit verebilirsiniz hatta olabilirsiniz ama kamusal alana giremezsiniz hmmm. Kurtuluş savaşında cepheye cephane taşıyanların başörtüleri önden bağlanmıştı tabi kamusal alan olduğu için. İğnesiz yaşmak yada yazma ile kamusal alana girilebilir o zaman nede olsa siyasi simge değil. evet evet işte ikinci çözüm oyalı yazma oda önden iğnesiz düğüm atılsın süper bi çözüm. www.tigeraymen@blogspot.com 27.2.2008 - Sadece Bahane Yazan: suleymanaras Arkadaşlar, inanın amaçları başka. Ben, yazma ile örtünenlerin de okula alınmasına "evet" diyeceklerini sanmıyorum; kabullenemiyorlar. Şuna adım gibi eminim ki, tarlada veya sokakta hatta evde örtünen insanlara bile tahammülü olmayan var içlerinde. Amaçları ülkeye huzurun, kardeşliğin ve eşitliğin gelmesine engel olmak; pes etmek zorunda kalacaklarını bilmelerine rağmen... 27.2.2008 - yani Yazan: Aymen amaçları üzüm yemek değil bağcıyımı dövmek diyorsunuz..?? yok canım aaa olurmu hiç beklemem bunu onlardan öyleysede çok darılırım:). Bence onlar iyi niyetlerinden yapıyorlardır! Hele tv de gördüğümüz kendini vatan için paralayan! bi siyasimiz var ya hah işte o pek temiz yüzlü canım. Nur yüzlü, pırlanta (atamız seda sayan pek sık kullanır bu sözü:) Pek iyi niyetli! pek demokrat! pek sevecen!. Halkın kardeşliğini en az kendi rahatı kadar düşünür yapmaz o öyle şeyler inanmam! :))

    YanıtlaSil

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.