* Bu yazı, Blogcu'nun 14 Şubat (2008) için düzenlediği "En Güzel Sevgilileri Günü Yazısı" yarışmasına katımak için yazılmıştır. Yazım ödül almasa da benim beklediğim ilgiyi görmüştür. Tüm okurlarımın ve üye blogcuların ilgisine teşekkür ederim. (Süleyman S. Aras)
Biz, ellerimizi tutuşturmadan önce de ortak bir şarkıya sahip değildik. Kaldı ki ellerimizi tutuşturmadan önce kalplerimizi tutuşturarak kendi melodimizi, telepati yoluyla çoktan yollamıştık birbirimize. Kalbimizi tutuşturan alevler de işte o melodiyle dans ediyordu.
Bu içten duyulan melodiden midir; yoksa birlikte bir radyonun veya televizyonun mekanik sesinden ortak bir şarkı seçecek kadar aldanmamaktan mıdır; yoksa birbirimizi düşünmekten ve birbirimize zaman ayırmaktan ortak bir şarkı aramaya zaman bulamamaktan mıdır; yoksa bizi ifade edecek bir şarkının henüz yazılmamış olmasından mıdır; bizim hiç ortak şarkımız olmadı.
Bizim ortak bir fidanımız oldu; ikimizin kalbinde birden kök salan, ellerimizin tutuşmasıyla filizlenen bir gülfidanımız oldu. Birlikte suladığımız, birlikte okşadığımız, birlikte büyüttüğümüz, üzerine birlikte titrediğimiz…
Her gündönümünde, her yirmi bir haziranda (ki ilkbaharda dikilen bir fidan yirmi bir hazirana kadar solmamışsa, kurumamışsa artık tutmuştur ve büyüyecektir), hâlâ yeşil yaprakları ve kırmızı gülleriyle bize gülümseyen gülümüz bizi mutlulukla güldürürdü. Bazı soğuklarda solup bazı fırtınalarda kökleri sarsılsa da her zaman fidanımızı ayakta tutmayı başardık
… Ve fakat sen gittin.
Hüzün kaldı geride… Bir de, tüm hüznüyle artık sadece benim kalbimde tutunmaya, büyümeye çalışan fidanımız kaldı. Bizi yalnız ve öksüz bıraktın… Şüphesiz senin de elinde değildi bu gidiş. Dostlar, “kader!” diyorlar.
… Ve fakat sen gittin; kader benimle duruyor.
Tüm âşıkların yaptığı gibi bizim de kendisini seçmemizi bekleyen ve adını kimsenin bilmediği bir şarkı kim bilir nerede duruyor? Bizi bekliyor.
… Ve fakat sen gittin ve asla dönemeyeceksin!
Sen olsaydın, fidanımız gibi ortak şarkımızın da bir anlamı olacaktı. Bizim ortak şarkımız olmasa da artık olur.
Biz, ellerimizi tutuşturmadan önce de ortak bir şarkıya sahip değildik. Kaldı ki ellerimizi tutuşturmadan önce kalplerimizi tutuşturarak kendi melodimizi, telepati yoluyla çoktan yollamıştık birbirimize. Kalbimizi tutuşturan alevler de işte o melodiyle dans ediyordu.
Bu içten duyulan melodiden midir; yoksa birlikte bir radyonun veya televizyonun mekanik sesinden ortak bir şarkı seçecek kadar aldanmamaktan mıdır; yoksa birbirimizi düşünmekten ve birbirimize zaman ayırmaktan ortak bir şarkı aramaya zaman bulamamaktan mıdır; yoksa bizi ifade edecek bir şarkının henüz yazılmamış olmasından mıdır; bizim hiç ortak şarkımız olmadı.
Bizim ortak bir fidanımız oldu; ikimizin kalbinde birden kök salan, ellerimizin tutuşmasıyla filizlenen bir gülfidanımız oldu. Birlikte suladığımız, birlikte okşadığımız, birlikte büyüttüğümüz, üzerine birlikte titrediğimiz…
Her gündönümünde, her yirmi bir haziranda (ki ilkbaharda dikilen bir fidan yirmi bir hazirana kadar solmamışsa, kurumamışsa artık tutmuştur ve büyüyecektir), hâlâ yeşil yaprakları ve kırmızı gülleriyle bize gülümseyen gülümüz bizi mutlulukla güldürürdü. Bazı soğuklarda solup bazı fırtınalarda kökleri sarsılsa da her zaman fidanımızı ayakta tutmayı başardık
… Ve fakat sen gittin.
Hüzün kaldı geride… Bir de, tüm hüznüyle artık sadece benim kalbimde tutunmaya, büyümeye çalışan fidanımız kaldı. Bizi yalnız ve öksüz bıraktın… Şüphesiz senin de elinde değildi bu gidiş. Dostlar, “kader!” diyorlar.
… Ve fakat sen gittin; kader benimle duruyor.
Tüm âşıkların yaptığı gibi bizim de kendisini seçmemizi bekleyen ve adını kimsenin bilmediği bir şarkı kim bilir nerede duruyor? Bizi bekliyor.
… Ve fakat sen gittin ve asla dönemeyeceksin!
Sen olsaydın, fidanımız gibi ortak şarkımızın da bir anlamı olacaktı. Bizim ortak şarkımız olmasa da artık olur.
Süleyman S. Aras
Bence ödül almalıydı bu yazınız...
YanıtlaSilBelki... Yazıyı hem geç gönderdim hem de üye blogların ve okurların oyları belirleyiciydi. Ben de Blogcu'da yeni olduğum için yeterince tanınmıyordum. Onun için çok oy alamadım. Olsun, arşivimde güzel olduğuna inandığım bir yazı var şimdi.
YanıtlaSilBlogcu'dayken Bu Yazıya Yapılan Yorumlar:
YanıtlaSil12.3.2008 - http://o0ocileklisuto0o.blogspot.com
Yazan: isimsiz
Güzelmiş gerçekten de.
12.3.2008 - Hoşgeldiniz
Yazan: suleymanaras
Epey zamandır sizin blogunuzu takip ediyorum. Gerçekten zaman geçirmeye değer bir blogunuz var. Bilmiyorum, belki siz de daha önce gelmişsinizdir. Yorumunuzu görünce yeni gelmişsiniz gibi düşünerek "hoşgeldiniz" dedim. Eksik olmayın.