Dün, önemli bir gündü, önemli birkaç olayın yıldönümüydü. 3 Mart 1924’te Hilafet kaldırıldı, Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. Ancak dün, CHP Mersin Kadın Kolları için bu tarihi olaylardan birini kutlama bahanesi ile öfke kusma, milleti tahrik etme adına bulunmaz bir gündü.
Sözüm ona Mustafa Kemal’in devrimlerini yâd eden bazı yabaniler, Hilafetin kaldırılmasını kutlarken kara çarşaf yakıp güzelce rahatladılar. Efendim, ülke üzerinde kara bulutlar dolaşıyormuş da bu menopoz azgınları çarşaf yırtarak kara bulutları dağıtmak istemişler! Bu, çakma çağdaşlar toplumun önemli bir kesiminin benimsediği, benimsemekle kalmayıp kutsallık atfettiği ve hayatının vazgeçilmez parçası yaptığı bir sembolü parçalayıp ayaklar altına almaktan çekinmediler.
Dün ülkem adına endişelendim. ‘Kazara CHP zihniyeti geri gelse neler olabilir’ diye düşündüm. Gerçekten CHP zihniyetinin de yaptıkları yapacaklarının teminatı ise ve bu zihniyetin başımıza yeniden musallat olma ihtimali varsa yandık.
Dünkü azgınlara -faraza- bir süreliğine sınırsız yetki versek (tıpkı tek parti döneminde olduğu gibi) başka ne gibi trajikomik manzaralarla karşılaşabiliriz? Ben, dünkü olaydan sonra CHP zihniyetinin asla iflah olmadığını ve olmayacağını düşündüm. Kimine göre CHP için acımasız sayılacak şu soruları sordum kendi kendime:
Sizce de;
-Dersim bölgesinde yeni Alevi katliamları yapmayacak kadar evrimlerini tamamlayıp gerçek anlamda insanlaşmışlar mıdır?
-Dersim olaylarındaki ihtiyar Şeyh Rıza ve çocuk yaştaki oğlu örneğinde olduğu gibi yaşlının yaşını küçültüp çocuğun yaşını büyütüp CHP muhaliflerini asmazlar mı?
-Dinine diyanetine bağlı insanları, toplumun önde gelen dini kanaat önderlerini buldukları yerde asmayacak kadar hak, hukuk, yargılama bilincine erişmişler midir?
-Jandarmaları yanlarına alarak, ‘köylerde Arapça ezan okunuyor mu? Çocuklar ve gençler Elifbaları alıp Kur’an öğrenmeye gidiyor mu?’ diye gizli ve sinsi baskınlar yapmazlar mı?
-Sadece CHP’lilerin sandık görevlisi yapılacağı ve açık oy gizli tasnif sisteminin geçerli olacağı seçim sistemini geri getirmezler mi?
-Milletin erkeklerine zorla şapka giydirecek gaddar olamayacaklarını mı ümit edebilir miyiz?
-Milletin kapalı kadınlarının başını sokakta bile açmakla yetinmeyip onları daha açık giymeye zorlamayacaklarını mı bekleyebilir miyiz?
-Çorum, Kahramanmaraş, Sivas ve Başbağlar’da yaptıklarından daha fazlasını yapmazlar mı?
Bu listeyi uzatabilirsiniz. İnanın, bu listedekilerin benzeri olan olayları anlatan ve CHP’nin utanç dolu tarihini deşifre eden birçok kitabı piyasada bulabilirsiniz. Gerçekten bu parti Türkiye’ye yakışmıyor, Türk halkı CHP zihniyetini hak etmiyor. Ne yazık ki, ondan kurtulamıyor da…
Bu zihniyet; ülkeyi, devrimleri, rejimi, vatanı, millet bilincini, barışı ve huzuru savunduğunu iddia ediyor. Hapsi yalan!
Peki, Mustafa Kemal’i madem o kadar seviyorsunuz; devrimlerine ve fikirlerine sahip çıkıyorsunuz, o zaman neden her şeyi yarım yamalak yapıyorsunuz? O, savaş meydanında yere düşen Yunan bayrağını kaldırtacak ve yerlerde sürünmesini engelleyecek kadar -düşmana karşı bile- tahammül ve müsamaha sahibiyken siz nasıl bu kadar yobaz, bağnaz, tahammülsüz, müsamahasız ve insafsız olabiliyorsunuz?
Yoksa onun adına anlattığınız o anekdotları özümseyecek kadar özde Atatürkçü olamadınız mı hâlâ? Sizi gidi sözde Atatürkçüler…
Süleyman S. Aras
Sözüm ona Mustafa Kemal’in devrimlerini yâd eden bazı yabaniler, Hilafetin kaldırılmasını kutlarken kara çarşaf yakıp güzelce rahatladılar. Efendim, ülke üzerinde kara bulutlar dolaşıyormuş da bu menopoz azgınları çarşaf yırtarak kara bulutları dağıtmak istemişler! Bu, çakma çağdaşlar toplumun önemli bir kesiminin benimsediği, benimsemekle kalmayıp kutsallık atfettiği ve hayatının vazgeçilmez parçası yaptığı bir sembolü parçalayıp ayaklar altına almaktan çekinmediler.
Dün ülkem adına endişelendim. ‘Kazara CHP zihniyeti geri gelse neler olabilir’ diye düşündüm. Gerçekten CHP zihniyetinin de yaptıkları yapacaklarının teminatı ise ve bu zihniyetin başımıza yeniden musallat olma ihtimali varsa yandık.
Dünkü azgınlara -faraza- bir süreliğine sınırsız yetki versek (tıpkı tek parti döneminde olduğu gibi) başka ne gibi trajikomik manzaralarla karşılaşabiliriz? Ben, dünkü olaydan sonra CHP zihniyetinin asla iflah olmadığını ve olmayacağını düşündüm. Kimine göre CHP için acımasız sayılacak şu soruları sordum kendi kendime:
Sizce de;
-Dersim bölgesinde yeni Alevi katliamları yapmayacak kadar evrimlerini tamamlayıp gerçek anlamda insanlaşmışlar mıdır?
-Dersim olaylarındaki ihtiyar Şeyh Rıza ve çocuk yaştaki oğlu örneğinde olduğu gibi yaşlının yaşını küçültüp çocuğun yaşını büyütüp CHP muhaliflerini asmazlar mı?
-Dinine diyanetine bağlı insanları, toplumun önde gelen dini kanaat önderlerini buldukları yerde asmayacak kadar hak, hukuk, yargılama bilincine erişmişler midir?
-Jandarmaları yanlarına alarak, ‘köylerde Arapça ezan okunuyor mu? Çocuklar ve gençler Elifbaları alıp Kur’an öğrenmeye gidiyor mu?’ diye gizli ve sinsi baskınlar yapmazlar mı?
-Sadece CHP’lilerin sandık görevlisi yapılacağı ve açık oy gizli tasnif sisteminin geçerli olacağı seçim sistemini geri getirmezler mi?
-Milletin erkeklerine zorla şapka giydirecek gaddar olamayacaklarını mı ümit edebilir miyiz?
-Milletin kapalı kadınlarının başını sokakta bile açmakla yetinmeyip onları daha açık giymeye zorlamayacaklarını mı bekleyebilir miyiz?
-Çorum, Kahramanmaraş, Sivas ve Başbağlar’da yaptıklarından daha fazlasını yapmazlar mı?
Bu listeyi uzatabilirsiniz. İnanın, bu listedekilerin benzeri olan olayları anlatan ve CHP’nin utanç dolu tarihini deşifre eden birçok kitabı piyasada bulabilirsiniz. Gerçekten bu parti Türkiye’ye yakışmıyor, Türk halkı CHP zihniyetini hak etmiyor. Ne yazık ki, ondan kurtulamıyor da…
Bu zihniyet; ülkeyi, devrimleri, rejimi, vatanı, millet bilincini, barışı ve huzuru savunduğunu iddia ediyor. Hapsi yalan!
Peki, Mustafa Kemal’i madem o kadar seviyorsunuz; devrimlerine ve fikirlerine sahip çıkıyorsunuz, o zaman neden her şeyi yarım yamalak yapıyorsunuz? O, savaş meydanında yere düşen Yunan bayrağını kaldırtacak ve yerlerde sürünmesini engelleyecek kadar -düşmana karşı bile- tahammül ve müsamaha sahibiyken siz nasıl bu kadar yobaz, bağnaz, tahammülsüz, müsamahasız ve insafsız olabiliyorsunuz?
Yoksa onun adına anlattığınız o anekdotları özümseyecek kadar özde Atatürkçü olamadınız mı hâlâ? Sizi gidi sözde Atatürkçüler…
Süleyman S. Aras
0 yorum:
Yorum Gönder
1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.