Deniz Baykal’ın günümüze kadar yaşadığı çelişkiler yumağını biraz incelediğimizde CHP genel başkanlığına giden yolun bileşenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
-Yıllar önce, darbe ürünü mevcut Anayasanın Türkiye’ye yetmediğini ve değişmesi gerektiğini iddia ederek raporlar hazırlamak ve Anayasa taslağı hazırlamak. Yıllar sonra, Anayasa değişikliğine ve sivil Anayasa çalışmalarını gereksiz görüp buna karşı çıkmak.
-Yıllar önce, geniş anlamda Doğu ve Güneydoğu, dar anlamda ise Kürt raporu hazırlayarak adı geçen bölgelere ve Kürtlere yönelik çeşitli açılımların, bazı temel hakların sağlanmasının zorunlu olduğuna dair tezler ileri sürmek. Yıllar sonra, bir iktidar bu konuda adım atınca “ülke bölünüyor!” şeklinde kıyamet koparmak.
-Yıllar önce, tüm vatandaşların temel hak ve hürriyetler karşısında eşit olması, başörtüsü sorununun çözülmesi gerektiği fikrini savunmak, buna yönelik (veya seçime yönelik) ‘çarşaf açılımı’ dahi geliştirmek. Ancak çözüme ve eşitliklere yönelik çabalar ortaya konunca bunları engellemek için Anayasa Mahkemesine başvurarak çözümü engellemek.
-Yıllar önce, Özel Harp Dairesinin, özellikle de Kozmik Odanın araştırılmasını ve varsa örtülü operasyonların deşifre edilmesini istemek, bunun için milletvekili arkadaşlarıyla önerge vermek. Yıllar sonra, bu yöndeki çalışmalara karşı, saçma sapan gerekçelerle en güçlü muhalefeti göstermek.
-Susurluk için ‘yargıç’, Ergenekon için ‘avukat’ olmak. Bir nevi ‘senin karanlık yapılanman’ ‘benim karanlık yapılanmam’ gibi tehlikeli sularda yüzmek.
-Dünya solu Mersin’e giderken Türkiye solunu tersine götürmek.
ve en önemlisi:
-Omurgadan bahsedip omurgasız olmak.
Bu vb. sayısız çelişkilere bugünden başlayan, biraz da mürekkep yalamış herhangi bir CHP’linin 10 yıl sonra CHP genel başkanı olacağını -ihtimal dâhilinde- varsayabiliriz.
Süleyman S. Aras
-Yıllar önce, darbe ürünü mevcut Anayasanın Türkiye’ye yetmediğini ve değişmesi gerektiğini iddia ederek raporlar hazırlamak ve Anayasa taslağı hazırlamak. Yıllar sonra, Anayasa değişikliğine ve sivil Anayasa çalışmalarını gereksiz görüp buna karşı çıkmak.
-Yıllar önce, geniş anlamda Doğu ve Güneydoğu, dar anlamda ise Kürt raporu hazırlayarak adı geçen bölgelere ve Kürtlere yönelik çeşitli açılımların, bazı temel hakların sağlanmasının zorunlu olduğuna dair tezler ileri sürmek. Yıllar sonra, bir iktidar bu konuda adım atınca “ülke bölünüyor!” şeklinde kıyamet koparmak.
-Yıllar önce, tüm vatandaşların temel hak ve hürriyetler karşısında eşit olması, başörtüsü sorununun çözülmesi gerektiği fikrini savunmak, buna yönelik (veya seçime yönelik) ‘çarşaf açılımı’ dahi geliştirmek. Ancak çözüme ve eşitliklere yönelik çabalar ortaya konunca bunları engellemek için Anayasa Mahkemesine başvurarak çözümü engellemek.
-Yıllar önce, Özel Harp Dairesinin, özellikle de Kozmik Odanın araştırılmasını ve varsa örtülü operasyonların deşifre edilmesini istemek, bunun için milletvekili arkadaşlarıyla önerge vermek. Yıllar sonra, bu yöndeki çalışmalara karşı, saçma sapan gerekçelerle en güçlü muhalefeti göstermek.
-Susurluk için ‘yargıç’, Ergenekon için ‘avukat’ olmak. Bir nevi ‘senin karanlık yapılanman’ ‘benim karanlık yapılanmam’ gibi tehlikeli sularda yüzmek.
-Dünya solu Mersin’e giderken Türkiye solunu tersine götürmek.
ve en önemlisi:
-Omurgadan bahsedip omurgasız olmak.
Bu vb. sayısız çelişkilere bugünden başlayan, biraz da mürekkep yalamış herhangi bir CHP’linin 10 yıl sonra CHP genel başkanı olacağını -ihtimal dâhilinde- varsayabiliriz.
Süleyman S. Aras
tamamen doğru.
YanıtlaSil