Yaklaşık üç aydır bloguma bir tane bile yazı eklememiştim. Değerli dostum Ahmet Güneş de Twitter'ında dile getirmiş. Kendimce bazı sebepleri var bunun elbette; ama geriye bakıp düşündüğümde hepsi basit bahaneler olarak kalıyor.
Bahanelerimden veya mazeret olarak gördüğüm şeylerden biraz bahsedeyim. Öncelikle bilen bilir; bir müzik yapım ve organizasyon şirketinde çalışıyorum. Özellikle belediyelerin Ramazan organizasyonlarından dolayı yazısız geçen dönemin büyük bir kısmı oldukça yoğun geçti. Dolayısıyla bloga hiç vakit ayıramadım. Ramazan Bayramından hemen sonra da düğün yaptığım için bir süre de bunu bahane ederek yazı yazmadım. Bu arada (bu yazı ile) evliliğimden de haberdar etmiş oldum. Dualarınızı bekliyorum.
Bu süre içinde merak edip e-posta ile ulaşan insanlara da doğru dürüst cevap yazamadım. Sizlerden özür diliyorum.
Oysa gündem o kadar yoğun ve yazılacak o kadar şey vardı ki… Hepsinin zamanı geçti. Şimdi yazsam yersiz olacak.
Onun için geleceğe bakıyorum. Bundan sonra da belki kesintiler olacak; ama (inşallah) eskisi kadar uzun sürmez. Hele üç kocaman ay bloga hiçbir şey eklememek ve tembellik etmek… Sanırım bana hiç yakışmadı.
İsteseydim, eğer çok isteseydim bir şeyler ekleyebilirdim. Demek ki, tembellik hastalığı konusunda epey bir mesafe kat etmem gerekiyor. Bu konuda da dua bekliyorum. Aslında bildiğiniz iyi bir terapist varsa önerebilirsiniz. Ciddiyim!
Evet, yazmaya başlamak heyecan verici. Ve evet blog, seni bu kadar ihmal ettiğim için senden özür diliyorum. Telafi ederim…
Süleyman S. Aras
0 yorum:
Yorum Gönder
1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.