2008’in Nisan ayında, Akdeniz Üniversitesi’nde, eski rektör Mustafa Akaydın’ın da marifetleriyle meydana gelen öğrenci olaylarında, öğrenci olmadığı halde silahıyla(!) kampusa girip öğrencilere ateş eden ajan provokatör Ömer Ulusoy yargılandığı dava sonucunda, içeride yattığı günler de göz önüne alınarak dün serbest bırakıldı.
Düşünün, adam kızların başörtüsüyle giremediği kampusa silahla giriyor. Elini kolunu sallaya sallaya… Sonra olaylar zirve yapınca silahını çekip öğrencilere ateş ediyor. Bir süre yattıktan sonra mahkeme tarafından tahliye ediliyor. Heee, doğru ya, TCK’ya göre ‘kimse ölmedi hatta yaralanmadı’ bile. Ömer Ulusoy, sadece ateşli silahlar kanununa muhalefet etti. Daha önce teyzesine cinsel tacizde bulunduğu için sabıkalı olması da hiç önemli değildi zaten. Alnına yaptırdığı, ucundan kan damlayan Zülfikar dövmesi, "sempatik mücahit" -hatta masum- bile gösterirdi onu. Olan oldu, işte yırttı!
İşine gelirse! Bu ülkenin kanunları böyle… Muasır medeniyet seviyesindeki hukukumuz, baklava çalan ile milyonları götüren karşısında, milyonları götürene daha yufka yüreklidir.
Rektörlerimiz, başörtülüler önünde taştan, çelikten duvar olup onları kampuslara sokmazlar; ama ajan provokatörler, satır ve döner bıçaklarla bellerinde silahlarla, kampusa girebilirler. Belki pencereden bakan rektöre göz kırpıp “o iş tamam patron” işareti yapabilirler.
Şaka gibi değil mi! Ama değil, şaka değil. Bizim şefkatli ve adaletli devletimiz bir sürü abuk sabuk iş yapar ama şaka yapmaz. Çünkü bizde devlet, babadır; ana değil…
Süleyman S. Aras
Düşünün, adam kızların başörtüsüyle giremediği kampusa silahla giriyor. Elini kolunu sallaya sallaya… Sonra olaylar zirve yapınca silahını çekip öğrencilere ateş ediyor. Bir süre yattıktan sonra mahkeme tarafından tahliye ediliyor. Heee, doğru ya, TCK’ya göre ‘kimse ölmedi hatta yaralanmadı’ bile. Ömer Ulusoy, sadece ateşli silahlar kanununa muhalefet etti. Daha önce teyzesine cinsel tacizde bulunduğu için sabıkalı olması da hiç önemli değildi zaten. Alnına yaptırdığı, ucundan kan damlayan Zülfikar dövmesi, "sempatik mücahit" -hatta masum- bile gösterirdi onu. Olan oldu, işte yırttı!
İşine gelirse! Bu ülkenin kanunları böyle… Muasır medeniyet seviyesindeki hukukumuz, baklava çalan ile milyonları götüren karşısında, milyonları götürene daha yufka yüreklidir.
Rektörlerimiz, başörtülüler önünde taştan, çelikten duvar olup onları kampuslara sokmazlar; ama ajan provokatörler, satır ve döner bıçaklarla bellerinde silahlarla, kampusa girebilirler. Belki pencereden bakan rektöre göz kırpıp “o iş tamam patron” işareti yapabilirler.
Şaka gibi değil mi! Ama değil, şaka değil. Bizim şefkatli ve adaletli devletimiz bir sürü abuk sabuk iş yapar ama şaka yapmaz. Çünkü bizde devlet, babadır; ana değil…
Süleyman S. Aras
Doğru söze ne denir? :/
YanıtlaSilAslında çok şey eklenir,
Ama o terbiye var ya,
İşte o elvermezki dil döne...