12 Şubat 2009

Kır e-Posta Zincirlerini Beni Rahat Bırak

Son günlerde kafayı e-posta zincirlerine takmış durumdayım. Hemen belirteyim başlığı okur okumaz siliyorum bunları. Kimden gelirse gelsin; en samimi arkadaşımdan hiç tanımadığım birine kadar…



‘Sen de listendekilere gönder’ emir kipiyle yüklü olmasa bile, çok kibar bir rica cümlesiyle bitse bile, benim “seçilmiş kişi” olduğumu söylese bile hiçbir e-postayı başkasına göndermiyorum artık. Çünkü bu e-posta zincirlerinin, genelde, bizim duygularımızı istismar eden, zaaflarımızdan yararlanmak, kişisel bilgilerimizin bir kısmını ele geçirmek isteyen kötü niyetli kişilerce başlatıldığına inanıyorum.



Beni bu konuda önyargılı veya paranoyak bulanlar olabilir. Daha önce, bana, yönlendirmem için e-posta göndermiş ve bu yazımı okuyup üzülen arkadaşlarım ve dostlarım da olabilir. ‘Süleyman, vakti zamanında sen de bize göndermiştin bu tür e-postaları. Hem de en abuk sabuklarını…’ diyenler de olabilir. Olabilir… Çok üzgünüm; ama sizi de üzmek zorundayım. Başlarda ben de gelen e-postaların bazılarını listemdekilere gönderiyordum; ama bunun sinsi bir pazarlama taktiği olduğunu anlayınca veya öğrenince (her neyse) artık göndermekten vazgeçtim. ‘Bunun neresi pazarlama taktiği?’ diye soranlar olabilir. Ben kendi anladığım şekliyle izah edeyim:



Öncelikle bu tür e-postaların, ilk önce iddia amaçlı olarak başlatıldığını öne sürenler de var. Fakat bu iddia, gerçek yanında çok masum kalır. Esas gerçek şu: Bilişim kurnazı (hırsızı) internet kullanıcıları, bu zincirler sayesinde topladıkları e-posta adreslerini paket programlar haline getirerek, internet üzerinden pazarlama yapan şirketlere veya e-posta yoluyla tanıtım, duyuru, propaganda yapmak isteyen kişilere/kurumlara satmaya başladılar. Bu işleri ilk yapanların iyi paralar kazandığını tahmin etmek de güç değil.



Bu konuda, özellikle din sömürüsü yaparak e-posta adresi toplayıp para kazananlardan nefret etmeye başladım. Neymiş efendim, salâvat zinciri kopmamalıymış. Ben e-postayı okuyunca salâvat getirecekmişim. Sonra listemdekilere gönderip zinciri devam ettirecekmişim. Sen onu benim külahıma anlat!



Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Yazımın muhatabı, bana bu tür zincir posta gönderenler değil elbette. Buradaki muhatabımız, bu tür e-posta zincirlerini başlatanlardır.



Din sömürüsü yapanlar yanında vicdan sömürüsü ve psikolojik baskı yapanlar da var. Örneğin tedavisi çok zor bir hastalığı olan birisinin masraflarının karşılanması için bu e-postanın milyonlarca kişiye ulaşması gerekiyormuş. Böylece ameliyat parası toplanacakmış (nasıl oluyorsa). Şu bitirici cümlelere bakar mısınız: “Sen de samimi bir Müslüman isen listendeki herkese gönder”, “eğer bu e-postayı göndermezseniz kalbiniz yok demektir”, “azıcık vicdanınız varsa herkese gönderin”, “eğer bu mesajı 7 kişiye göndermezsen falan filan.”



Oldu canım. O zaman şöyle yapalım: Bu blog yazısını, bir gün içinde, bir milyon kişiye gönderen kişiler tüm sıkıntılarından kurtularak mutlu ve zengin oldu, göndermeyen çeşitli sıkıntılara düşerek mutsuz oldu.



Gökten üç elma düşmedi.



Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

2 yorum:

  1. >ya pardon ama sen doğru şeylerede mi 5 dk ayıramıosun

    YanıtlaSil
  2. >Ya pardon ama ben zamansızlıktan veya 5 dakika bile ayıramamaktan bahsetmedim ki! Bu e-posta zincirlerinin tamamına yakınının kötü niyetli olduğunu söylüyorum. Söylediklerim gayet açık değil mi?

    YanıtlaSil

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.