Size başkasına ait bir sırrı vermek isteyenlerden koşarak kaçın; kendi sırrını vermek isteyenlere mani olun; sizden sır isteyenlere ise sadece “ben Muhammed’ül-Emin’in ümmetiyim” deyin.
*****
Eğer “kara toprak” nemli olmasaydı artık ceset olan hiçbir beden çürümezdi. Sanki toprak ana, tohumunu meydana getirdiği ve kollarında çürüyecek olan her yavrusuna peşinen ağlamış gibidir. Böyle olmakla beraber onunki timsah gözyaşları değildir. O, ilahi kaderi uygulamakla yükümlüdür ve bağrına taş basarak çürütme emrini infaz eder. Dolayısıyla biz evlatlarının ona gönül koyma hakkı yoktur. Dünya üzerinde ender insanlardan biri bu sırra vakıf olarak “Benim sadık yârim kara topraktır” diyebilmiştir.
*****
Biri erkek biri dişi iki fil yan yana yürürken onlara dikkatli bakarsan birbirlerine sevdalı olup olmadıklarını çok rahat anlayabilirsin. Onlar bu duygularını asla gizlemezler. Diğer canlılar için de bu böyledir. Ve fakat insanın dişisi öyle bir varlıktır ki, bu duygusunu asla göstermez. Yanında yürüyen erkeğinin cevaplar arayan düşünceli hali işte bundandır.
*****
Kabil, “ilk katil” olduğu kadar “ilk âşık”tır da… Aşk evrenin mayası olmasına ve aşkı ilk olarak Kabil keşfetmesine rağmen Allah nezdinde bunun hiçbir kıymeti harbisi yoktu. Dolayısıyla Kabil kurtuluşa erenlerden olamadı. Çünkü o, çok iyi bir aracı -yani aşkı- çok kötü amacı için kullanmak istedi. Ve bu yüzdendir ki, o ancak katillerin piridir; âşıkların değil… Böylece o, “ilk âşık” unvanını da hak ederek değil gasp ederek almıştır.
*****
İnsanlar neden sır taşıyamazlar? Sırrı “yayarak” değil de “saklayarak” taşımak çok ağır olduğundan mıdır? Sırrın yükü, sırrı izhar etmenin utancından daha mı ağırdır?
*****
Eğer “kara toprak” nemli olmasaydı artık ceset olan hiçbir beden çürümezdi. Sanki toprak ana, tohumunu meydana getirdiği ve kollarında çürüyecek olan her yavrusuna peşinen ağlamış gibidir. Böyle olmakla beraber onunki timsah gözyaşları değildir. O, ilahi kaderi uygulamakla yükümlüdür ve bağrına taş basarak çürütme emrini infaz eder. Dolayısıyla biz evlatlarının ona gönül koyma hakkı yoktur. Dünya üzerinde ender insanlardan biri bu sırra vakıf olarak “Benim sadık yârim kara topraktır” diyebilmiştir.
*****
Biri erkek biri dişi iki fil yan yana yürürken onlara dikkatli bakarsan birbirlerine sevdalı olup olmadıklarını çok rahat anlayabilirsin. Onlar bu duygularını asla gizlemezler. Diğer canlılar için de bu böyledir. Ve fakat insanın dişisi öyle bir varlıktır ki, bu duygusunu asla göstermez. Yanında yürüyen erkeğinin cevaplar arayan düşünceli hali işte bundandır.
*****
Kabil, “ilk katil” olduğu kadar “ilk âşık”tır da… Aşk evrenin mayası olmasına ve aşkı ilk olarak Kabil keşfetmesine rağmen Allah nezdinde bunun hiçbir kıymeti harbisi yoktu. Dolayısıyla Kabil kurtuluşa erenlerden olamadı. Çünkü o, çok iyi bir aracı -yani aşkı- çok kötü amacı için kullanmak istedi. Ve bu yüzdendir ki, o ancak katillerin piridir; âşıkların değil… Böylece o, “ilk âşık” unvanını da hak ederek değil gasp ederek almıştır.
*****
İnsanlar neden sır taşıyamazlar? Sırrı “yayarak” değil de “saklayarak” taşımak çok ağır olduğundan mıdır? Sırrın yükü, sırrı izhar etmenin utancından daha mı ağırdır?
Süleyman S. Aras
Kabil ilk aşık mıdır? Yoksa nefsine ilk yenik düşen mi?
YanıtlaSilEvlenmesi gerekn diğer kardeşini beğenmeyip, kendisine haram olanı tercih etmiştir. Bu aşk bile değildi belki de. Sadece nefsi onu daha güzel gösterip haram işlemeye sebep olmuştur. Helal olan aşklar hiç unutulmamıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Hz. Hatice (r.a.)'ın aşkları gibi.
> Arzu-hâl,
YanıtlaSilYorum için teşekkürler. Ben burada Kabil'i bu durumdan dolayı övmüyorum; onu temize çıkarmaya çalışmıyorum da... Ancak her şeye rağmen (tüm isyan, günah, kibir vs.) o ilk âşıktır. Biz bu durumu değiştiremeyiz!
suleyman aras ın kendini aştığı noktadayız.daha da aşacağınıza umuyoruz. aforizmalar 2 blog yazısı sınırlarını aşan bir yazıdır.devamını bekliyoruz.teşekkürler.
YanıtlaSil> ndn, merhaba. Neler yazmışsınız böyle. Bir blog yazarı olarak insan gurur duyuyor; ama beni mahcup etmeyin efendim...
YanıtlaSil