1. Kelime: “Normal” İnsan aklı ve şuuru; insanlığın ortak değerleri; genel ahlak prensipleri gibi ölçütlerle bakıldığında uygun olan tüm durumlar “normal” kelimesiyle karşılanır. Zorlama yöntemlerle o hâle sokulmamışlardır. Yani tüm insanlığın ortak kabulüdürler. Har hangi bir zorlama olmaksızın tüm idrakler ve yaşam biçimleri için uygundur. Öte yandan normal durumu, insanlığın kabulünün ne sebebidir ne de sonucudur. Kelimenin kökü olan “norm” da ahlak anlamındadır. Bu anlamda normal için ahlaki (ahlaka uygun) olan da diyebiliriz. Bu tür durumlar, doğasında ve doğal olarak normaldir. Mesela, insanlığı bir bütün olarak algılayıp onlar için her hangi bir ayrımcılığı ön şart ileri sürmeden reddetmek normaldir. Özet: Doğru söz.
2. Kelime: “Anormal” Birinci kelimenin tam tersine durumlar için geçerlidir. İlk bakışta rahatsızlık veren, antipati oluşturan, insanlığın ortak kabulleriyle çelişen, zorlama yöntemlerle dahi ancak “kerhen” benimsenebilen şeylerdir. O halde anormal olana ahlak dışı da diyebiliriz. Bu duruma, kimi insanların sırf menfaatleri doğrultusunda normal dışı davranmasını örnek verebiliriz. Dindar olsun, dinsiz olsun bir insanın, kendi menfaatleri için diğer insanların haklarına tecavüzkâr davranması veya tahammülsüz olması anormaldir. Özet: Yalan söz.
3. Kelime: “Normalleştirme” Aslında anormal olmasına rağmen kişisel veya grupsal çıkarlar doğrultusunda en ilkelinden en gelişmişine tüm kitle iletişim araçları kullanılarak normalmiş gibi gösterilmeye çalışılan durumlardır. Buna deformasyon veya dezenformasyon da denebilir. İnsanlığın ilk dönemlerinden günümüze gelen süreçte kitle iletişim araçlarının silah gibi kullanımı arttıkça normal olanı anormal olarak algılatma süreci de hızlanmıştır. Aslında ilk etapta anormal olanı normal olarak algılamayı doğal olarak reddeden insanlık şuuru, maruz kaldığı bu yoğun deformasyon ve dezenformasyon saldırıları karşısında fazla direnemeyerek anormali normal gibi algılamaya başlar. Dolaysıyla daha önceden -doğal olarak- anormal bulunan, insan vücudunun teşhir edilmesi eylemi günümüzde hızlı bir şekilde normalleştirme propagandasına maruz kalmaktadır. En büyük cazibeye sahip olan kadın vücudu, bu propagandanın lokomotifi yapılmış durumdadır. Özet: Takiye.
4. Kelime: “Anormalleştirme” Aslında normal olmasına rağmen üçüncü kelimede bahsedildiği tarzda propaganda çalışmaları sonucu meydana gelen değişikliktir. Normalleştirme, bir kere anormalleşen ve bir daha normale dönemeyen kişi veya grupların normale karşı duyduğu tahammülsüzlükleri ve öfkeleri sonucunda buldukları bir yöntemdir. Bu yöntemde de kitle iletişim araçlarından azami şekilde faydalanılır. Gerçekte kendisi anormal olan, normale anormal damgası vurarak kendisini normal olarak algılamaya ve algılatmaya çalışır. Dikkat edilirse kitle iletişim araçlarını elinde bulunduranlar, daha yoğun bir şekilde kişiler, gruplar, düşünceler, inançlar, yaşam biçimleri ve kişisel tercihler konusunda belirleyici olmaya çalışırlar. Normal veya anormal algısının kendi tekellerinde olmasını isterler. Bu yüzdendir ki, kitle iletişim araçlarının etkisinden uzakta olan insanlar aslında tüm normalliklerine (doğallık) rağmen anormal damgası yemektedirler. Ve yine bu yüzden iyi ahlaklı ve dürüst olma, inançlı ve dindar olma, hak ve haram yememe, edep ve hayâ çerçevesinde davranma, düşünce ve inanç tercihlerine saygı duyma gibi durumlar yavaş yavaş anormal olarak algılanıyor. Özet: Empati.
2. Kelime: “Anormal” Birinci kelimenin tam tersine durumlar için geçerlidir. İlk bakışta rahatsızlık veren, antipati oluşturan, insanlığın ortak kabulleriyle çelişen, zorlama yöntemlerle dahi ancak “kerhen” benimsenebilen şeylerdir. O halde anormal olana ahlak dışı da diyebiliriz. Bu duruma, kimi insanların sırf menfaatleri doğrultusunda normal dışı davranmasını örnek verebiliriz. Dindar olsun, dinsiz olsun bir insanın, kendi menfaatleri için diğer insanların haklarına tecavüzkâr davranması veya tahammülsüz olması anormaldir. Özet: Yalan söz.
3. Kelime: “Normalleştirme” Aslında anormal olmasına rağmen kişisel veya grupsal çıkarlar doğrultusunda en ilkelinden en gelişmişine tüm kitle iletişim araçları kullanılarak normalmiş gibi gösterilmeye çalışılan durumlardır. Buna deformasyon veya dezenformasyon da denebilir. İnsanlığın ilk dönemlerinden günümüze gelen süreçte kitle iletişim araçlarının silah gibi kullanımı arttıkça normal olanı anormal olarak algılatma süreci de hızlanmıştır. Aslında ilk etapta anormal olanı normal olarak algılamayı doğal olarak reddeden insanlık şuuru, maruz kaldığı bu yoğun deformasyon ve dezenformasyon saldırıları karşısında fazla direnemeyerek anormali normal gibi algılamaya başlar. Dolaysıyla daha önceden -doğal olarak- anormal bulunan, insan vücudunun teşhir edilmesi eylemi günümüzde hızlı bir şekilde normalleştirme propagandasına maruz kalmaktadır. En büyük cazibeye sahip olan kadın vücudu, bu propagandanın lokomotifi yapılmış durumdadır. Özet: Takiye.
4. Kelime: “Anormalleştirme” Aslında normal olmasına rağmen üçüncü kelimede bahsedildiği tarzda propaganda çalışmaları sonucu meydana gelen değişikliktir. Normalleştirme, bir kere anormalleşen ve bir daha normale dönemeyen kişi veya grupların normale karşı duyduğu tahammülsüzlükleri ve öfkeleri sonucunda buldukları bir yöntemdir. Bu yöntemde de kitle iletişim araçlarından azami şekilde faydalanılır. Gerçekte kendisi anormal olan, normale anormal damgası vurarak kendisini normal olarak algılamaya ve algılatmaya çalışır. Dikkat edilirse kitle iletişim araçlarını elinde bulunduranlar, daha yoğun bir şekilde kişiler, gruplar, düşünceler, inançlar, yaşam biçimleri ve kişisel tercihler konusunda belirleyici olmaya çalışırlar. Normal veya anormal algısının kendi tekellerinde olmasını isterler. Bu yüzdendir ki, kitle iletişim araçlarının etkisinden uzakta olan insanlar aslında tüm normalliklerine (doğallık) rağmen anormal damgası yemektedirler. Ve yine bu yüzden iyi ahlaklı ve dürüst olma, inançlı ve dindar olma, hak ve haram yememe, edep ve hayâ çerçevesinde davranma, düşünce ve inanç tercihlerine saygı duyma gibi durumlar yavaş yavaş anormal olarak algılanıyor. Özet: Empati.
Süleyman S. Aras
0 yorum:
Yorum Gönder
1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.