28 Eylül 2008

Münafık

Aslında; din, diyanet, namaz, ramazan, oruç, ibadet, bayram gibi dini kavramlar, ritüeller veya gerekler ile ilgisi olmadığı halde sırf zihin karışıklığı ve ikilik çıkarmak için uğraşan, bunun için Ramazan Bayramı’na Şeker Bayramı diyen, kendisi için önemli olanın bu kutsal günlerin gerçek isminin ne olduğundan ziyade nasıl nakde dönüştürüleceği ile ilgili yaratıcı fikirler üretmek ve ürettirmek (daha fazla şeker-çikolata, giyim-kuşam ve gazete-dergi satmak, kendi TV kanalını izletmek) olan, bunun dışında bilinçaltındaki din düşmanlığı bakterilerinin, virüslerinin yani hastalığının etkisinden de bir tülü kurtulamadığı için Şeker Bayramı isminde ısrar eden münafık değil de nedir?



Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

2 yorum:

  1. >Ramazan Bayramını Şeker Bayramı olarak adlandıranların amacı bu Bayramın ne bayramı olduğunu unutturmak gayesinde olan kişilerdir. Dini bayramlar son zamanlarda tatil fırsatı gibi gösterilmeye çalışılmış genç nesil bu Bayramların gelmesini tatil yapmak için 4 gözle bekler olmuştur. Ramazan Bayramının veya Kurban Bayramının doğru idrakinde olanlar hala vardır ve varda olacaktır Ama bu pazarlamacı din düşmanı guruh her fırsatta saldırılarına devam edecektir. bunun için uyanık olmaya ve onların bu saldırılarına karşı doğruları genç kuşaklara anlatmak zorundayızBazıları ha şeker ha Ramazan bayramı diyor sonuçta bayram adının ne olduğunun ne önemi var diyorlar bundan bir süre önce Kurban Bayramına el atan bazı kesimler Kurban kesimini cinayet barbarlık olarak göstermeye bazı hoca efendilerde kurban kesmek zorunda değilsiniz bunun yerine yardım da edebilirsiniz aynı anlama gelir dediler görüldüğü gibi yapılmak istenen sadece bayramların adını değiştirmek değil işleri zihinlere zehir enjekte ederek müslümanı dininden uzaklaşmasını sağlamaya çalışıyorlar aşağıya Emre Aköz'ün 28 eylül Tarihli "şekercileri gıcık etmeyin" yazısından bir bölüm koyuyorum. kim ne derse desin diyor Emre Akoz ama durum bu kadar basit değil bir de bu yazıda bayramlarda likör ikramı gibi bir şey okudum ki artık likörün bayram ikramında yada müslümanın hayatında ne işi var demiyorum. bazı şeyler müslümanın hayatına öyle sinsice sokulmuş ki normal karşılanıyorÖnce birkaç gün sonra kutlayacağımız bayramın geleneksel adına değinelim.Bu satırları yazarken, önümde 600 küsur sayfalık bir kitap duruyor: Abdülaziz Beyin 1910'lu yıllarda kaleme aldığı 'Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri' (Tarih Vakfı Yurt Yayınları).Abdülaziz Bey (1850-1918), çocukluk çağından, evlenmeye, ticaretten sanata, Osmanlı toplumunun bir resmini çiziyor.Bu kitapta hep "Ramazan Bayramı" denmiş. "Şeker Bayramı" diye bir tabir yok.Peki, bu "şeker" lafı nereden çıktı? Şöyle bir gözlem yapabiliriz sanırım: Türkiye'nin gelenekçi, dindar, muhafazakar kesimleri "Ramazan Bayramı" tabirini kullanır.Laikçi, Kemalist, çağdaşlaşmacılar (tepeden inme modernleşmeden yana olanlar) ise daha çok "Şeker Bayramı" der. (Tabii her iki kesimde de istisnalar bulunur.) Bizim bir büyük halamız vardı. Her (dini) bayramda, konuklarına likör ve çikolata ikram ederdi. (Aynı gözlemi Orhan Pamuk da yapmıştır.) Cumhuriyet kurulmadan önce doğmasına rağmen, asla "Ramazan Bayramı" demezdi büyük halamız.Tabir tam olarak ne zaman ortaya atıldı ve yaygınlaştı? Ayrıntılarını bize tarihçiler anlatsın. Ancak "Şeker Bayramı" sözünün, gündelik hayatı din kökenli değerlerden arındırmaya çalışan, erken Cumhuriyet döneminde ortaya çıktığı belli.

    YanıtlaSil
  2. >> 3K,Harika bir paylaşım... Yürekten teşekkür ediyorum. Bizim yazılarımıza böyle yorumlar artı artı artı değer katıyor. Bu arada Emre Aköz gibi bir değere sahip olmak da ayrı bir şans olsa gerek.

    YanıtlaSil

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.