12 Ağustos 2008

TSK Doğru Yolu Bulmuş da Haberimiz Yokmuş!

Haberi ilk duyduğumda inanamadım; hâlâ da inanmakta güçlük çekiyorum. ANKA’nın haberine göre Türk Silahlı Kuvvetleri, 2005 yılından beri tüm Türkiye’de özellikle de doğu ve güneydoğuda yepyeni bir halkla ilişkiler stratejisi uyguluyormuş. Tamamen insancıl gereklere göre hazırlanmış bu strateji TSK tarihinde bir ilk. Bu PR çalışmasının olabileceğine inanma yönünde gösterdiğim eğilimin sebebi, söz konusu çalışmanın Org. Hilmi Özkök’ün döneminde hazırlandığı bilgisidir.



Şu ibret vesikasını lütfen dikkatlice baştan sona kadar okuyunuz. Eğer bu tür bir davranış şekli baştan beri yerleşmiş olsaydı, PKK’nın bugün geldiği noktaya gelmesi mümkün olabilir miydi? Halkın bir kısmının zihninde TSK için “din düşmanı”, “halk düşmanı” veya “halktan kopuk” imajı uyanabilir miydi?



Ergenekon iddianamesinin eklerinde yer alan belgenin genel hatları şu ilkeleri ihtiva ediyor. Bazı bölümlerine özellikle dikkat çektim:



1.Köylülere, zaman zaman güvenlik güçlerinin nasıl hareket etmesi gerektiği hakkında sorular sorarak mülakat uygulayınız, cevaplarını kaleme alınız.
2.Bölge halkının gelenek, alışkanlık ve değerleri size çok ters gelebilir. Asla gelenek ve değerlerini yüzlerine karşı kötülemeyiniz.
3.Ancak "onlara yakın olayım" derken konuşma biçiminizi onlara uydurmaya çalışmayınız, şivenizi yapay olarak değiştirmeyiniz.
4.Doğal halinizle içten ve samimi konuşunuz. Mevki ve kültür yapınıza uygun hareket ediniz. Laubalilik sizi, makamınızı ve itibarınızı zedeler.
5.Bölge halkını hor görmeyiniz. Görgüsüzlük, bilgisizlik, kaçakçılık, mezhep ayırımcılığı gibi ifadelerle horlayarak onurlarını kırmayınız. Personelinizin de bu tür davranışlarına hoşgörü göstermeyiniz.
6.Konuşmalarınızda halkın bildiği, bölgede yaşadığı olaylardan çokça örnek veriniz. Böylece inanılırlığınız ve güvenilirliğiniz artacaktır.
7.Sık sık toplantı düzenleyiniz. Ses tonunuzu iyi ayarlayınız. Sesiniz, jest ve mimikleriniz anlattığınız olaya uygun ve tabii olmalı, abartılı olmamalıdır.
8.Toplantılarda size yakın kimselerin yani sıra, tarafsız veya örgüte müzahir kişiler de bulunabilir. Bu kişileri o ortamda küçük düşürücü, aşağılayıcı, tahrik edici tutum ve davranışlardan kaçınınız.
9.Herkesi o an kendinize inandırmak için çaba harcamayınız. Bazı şeyler zamanla olacaktır.
10.Toplantıya katılanlarda, konuşmaların propaganda amaçlı yapıldığı izlenimi doğmamalıdır; oraya propaganda amacıyla gittiğinizi düşünmemeleri gerekir. Hatta eğer ilk defa gidiyorsanız terör meselelerine girmekten kaçınıp havadan-sudan konuşmaları tercih ediniz. Sohbet zaten terör konusuna kayacaktır, ama konuyu ilk açan taraf siz olmayınız. Kitlede belli ölçüde güven ve saygı sağlamadan asla belli temaları işlemeye ve iknaya kalkmayınız.
11.Herkesle selamlaşınız, selam vermeden bir yere girmeyiniz. Mümkünse herkesin elini sıkınız, bunu kendileri için bir şeref sayacaklarını unutmayınız. Yaşınız genç ise, toplumun değer verdiği yaşlıların elini öpünüz.
12.Bayanlara ölçülü ve hürmetkâr davranınız. Kadınların elini sıkmak için elinizi uzatmayınız. Erkekler varken kadınlarla konuşmaya, mülakat yapmaya kalkmayınız ve kendi namus anlayışlarına saygı duyunuz. Kendi dışındakilere karşı hassas ve katı bir namus anlayışları olduğunu unutmayınız. Açıkta çocuğunu emziren kadını yanlış yorumlamayınız.
13.Bölge halkını hiç bir zaman terör örgütü sempatizanı gibi, ön yargılı değerlendirmeyiniz.
14.Terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerinden dolayı halkı sorumlu tutmayınız. Hareketlerinizle de bunu gösteriniz. Bir olaydan dolayı aşiret, köy, mezra ve ailenin tamamı sorumluymuş gibi hareket etmeyiniz. Suçun, ferdi olduğu imajını yaratınız.
15.Vatandaşın malına zarar vermeyiniz. Yanlışlıkla verilen zararı ödeyiniz. Sert ve düzensiz metotlarla arama yapmayınız. Böylece bir takım art niyetli kişi ve kuruluşların ülkemiz ve TSK aleyhinde sıkça gündeme getirdikleri insan hakları ihlali iddialarına da yerinde ve zamanında müdahale etme imkânı doğacaktır.
16.Yaşlılara ve kadınlara davranışlarınızda ölçülü olunuz, Onların üstlerini aramada pek istekli olmayınız, gururlarını kırmayınız. Kadınların üstlerini siz aramayınız; bu iş için kadın polis, ebe, hemşire, bayan öğretmen veya güvenilen kadınlardan yararlanınız.
17.Çocukların yanında kesinlikle anne ve babalarına sert muamele ve hakaret etmeyiniz.
18.Köyde konuşma veya toplantı yeri olarak köyün en zengini, ağası, şeyhi, muhtarı gibi ileri gelenlerim evlerine değil köy kahvesi, köy meydanı, cami avlusu veya okul bahçesi gibi açık yerleri tercih ediniz. Söz konusu şahısların da bundan alınmalarını önlemek için onları kırmadan, mantıklı bir sebep bularak gönüllerini alınız.
19.Vatandaş hoşgörülü davranmanız için aşırı derecede ikramda bulunmaya çalışır. Halkın ikramım kabul ediniz, ancak ölçülü davranınız. Karşılığını çay, şeker, sigara, yiyecek ve konserve gibi malzemelerle ödeyiniz. Hiçbir özel istekte bulunmayınız, şahsi çıkar sağlayan hediyeleri nezaketle reddediniz.
20.Halkın ikram edeceği yiyecekleri hoşunuza gitmese de yemeye çalışınız.
21.Bir cenazenin kaldırılmasında ve gömülmesinde yardımcı olunuz. Baş sağlığına gidiniz.
22.Bayram namazlarına gidiniz, bayram günleri ziyaretlerde bulununuz. Düğünlere gidiniz ve hediye götürünüz. Bölgenin halk oyunlarına katılınız.
23.Fakir aile çocukları için toplu sünnet düğünleri düzenleyiniz. Yaşı geçkin olup sünnet olmamış kişiler varsa, onları onurlarını kırmadan gizlice sünnet ettiriniz.
24.Şehit olmuş erleriniz için mevlit okutunuz ve köylüyü bu mevlide çağırmayı ihmal etmeyiniz.
25.Ramazan aylarında köylünün davet edeceği iftar yemeklerine katılınız, ayrıca siz de iftar yemekleri düzenleyerek sadece köyün ileri gelenlerini değil, fakir, kimsesiz kişileri de davet ediniz.
26.Artan yemek ve ekmekleri çöpe dökmeyiniz. Bölge halkına "hayvan yemi" olarak veriniz, ancak sırayla faydalanılmasını sağlayınız.
27.İkmal maddelerini mahallinden temin etmek zorunda kaldığınız takdirde; hep aynı yerden alış-veriş etmektense, bir sıra dâhilinde, birçok yerden alış veriş ediniz. Böylece hem halk arasında bir ayırım yapmadığınızı göstermiş, hem de işi iyi gitmeyen esnafı da desteklemiş olursunuz.
28.Özellikle doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesi insanları için dini açıdan, aşağıdaki davranışlar da önemlidir:
-Halkımızın bir kısmında içkiye karşı bir antipati vardır. Açıkta ve herkesin gözü önünde içki içilmesini hoş karşılamaz. Bu nedenle, eğer içki içiyorsanız mümkün olduğu ölçüde halktan gizleyerek içiniz.
-Şafiiler için köpek "pis ve haram"dır. Herkesin yanında köpekleri elle sevmeyiniz, eviniz içinde köpek beslemeyiniz.
-Ölülerin üzerinden çıkanları zapta geçiriniz, yağmalamaya izin vermeyiniz.
-Ölü ele geçen teröristlerin parçalanmış cesetlerini köy veya kasabanın ortasında teşhir ederek "işte böyle yaparız" şeklinde imaj yaratma çabasına girmeyiniz. Bu tür davranışlar belki halkı korkutur, ama devleti de "sevimli" göstermez, "şefkatli" olduğu imajım zedeler.



Bu satırları okuduktan sonra aşağıdaki sonuçlara ulaşanların olması da pek muhtemeldir:



a)Belge Ergenekon operasyonunda ele geçtiği için uydurmadır. TSK böyle bir zayıflık ve insancıllık örneği gösteremez.
b)Abi, bu belge zaten Hilmi Özkök döneminde hazırlanmış. Onun gibi demokrasi zaafı(!) olan birinin döneminde böyle bir şeyin yapılması mümkündür.
c)Fethullahçılar orduyu da ele geçirmiş abi yaaa!
d)Ak Parti kadrolaşmasının sonucundan başka bir şey değildir.
e)Ak Parti, takiye hastalığını TSK’ya da bulaştırmıştır.
f)Yandaş medyanın uydurmasıdır.
g)Eyvah ordu elden gitti!


h)Ben de diyorum ki: "Darısı CHP'nin başına ve CHP'nin başındakinin başına."


Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

0 yorum:

Yorum Gönder

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.