Koç Holding’in patronu Rahmi Koç: “Sakallı ve bıyıklı adamı katiyen işe almam” demiş, geçen günlerde. Sıradan bir beyanat gibi uçup gidiverdi. Bu sözü Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin ikinci kuşak patronu söylüyordu; Bizim Bakkal’ın ihtiyar sahibi X Amca değil…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dışında kimse bu densize cevap bile vermedi (veya cevap verme cesareti gösteremedi). Belki cevap vermek gerekmiyordu. Ancak ayrımcılığın, ekonomik faşizmin, ötekine düşmanlığın, ülke insanına bakışın geldiği son noktayı göstermesi açısından bu açıklamanın önemini kelimelerle anlatmak mümkün değildir. Türkiye’de herkes sakallı olsa adam neredeyse Ermenistan’dan, Yunanistan’dan ve İsrail’den eleman transfer edecek. O derece faşist! “Katiyen” diyor, “sakallı ve bıyıklıyı işe almam.” Hepimiz sakallı veya bıyıklı olsak, birkaç holding patronu da o sakat kafa gibi düşünse hapı yuttuk demektir.
Yıllarca sakallılara, bıyıklılara, başörtülülere, zenci Türklere fahiş fiyatlarla mal satarak onların parasını zıkkımlana zıkkımlana semiren bu vampirlerin ifadelerinin, ağızlarından çıkan her kelimenin herkese bir şeyler anlatması gerekiyor. En çok da bu ezik kişiliklerin mallarını satın alanlara bir şeyler anlatması gerekiyor. Bir ampul yanmalı kafalarda: Boykot!
Ne yazık ki, dinî kültürümüz, eğitim kültürümüz, okuma kültürümüz, temizlik kültürümüz gibi boykot kültürümüz de yok. Hiç kimse, “Hurra! Boykot!” demeden, medyada, sağda-solda boykot çağrıları yapmadan bir şeyleri boykot edebilmeliyiz diye düşünüyorum. Kanımıza, hissiyatımıza dokunan; vicdanımızı sızlatan; bizi aşağılayan, hor gören her konuda sessiz bir tepki kültürü geliştirmiş olmamız gerekiyordu. Ve bu sessizlik o kadar derinden olmalıydı ki, örneğin, Koç (pardon Vampir) Holding bunu en erken üç ay sonra hissedebilmeliydi. Bu üç ay ona öyle bir ders vermeliydi ki, toparlanması için en az üç yıla ihtiyaç duymalıydı. O üç yıldan sonra da yeni nesil vampirler bana hakaret etmeyi, beni ikinci plana itmeyi aklından bile geçirememeliydi.
Ez cümle: Kurulduğu günden beri, yurtdışından sürpriz yumurtalar içinde gelen parçaların montajı ihalesini alarak kendisine holding süsü veren bu densizlere pabuç bırakmamak gerekir. Tüm Koç’u toplayıp iki ile çarpsan bir Wal Mart etmiyor. Sen mi holdingsin? Pabucumun holdingi! “Efendi”sinin Türkiye’deki taşeronu!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dışında kimse bu densize cevap bile vermedi (veya cevap verme cesareti gösteremedi). Belki cevap vermek gerekmiyordu. Ancak ayrımcılığın, ekonomik faşizmin, ötekine düşmanlığın, ülke insanına bakışın geldiği son noktayı göstermesi açısından bu açıklamanın önemini kelimelerle anlatmak mümkün değildir. Türkiye’de herkes sakallı olsa adam neredeyse Ermenistan’dan, Yunanistan’dan ve İsrail’den eleman transfer edecek. O derece faşist! “Katiyen” diyor, “sakallı ve bıyıklıyı işe almam.” Hepimiz sakallı veya bıyıklı olsak, birkaç holding patronu da o sakat kafa gibi düşünse hapı yuttuk demektir.
Yıllarca sakallılara, bıyıklılara, başörtülülere, zenci Türklere fahiş fiyatlarla mal satarak onların parasını zıkkımlana zıkkımlana semiren bu vampirlerin ifadelerinin, ağızlarından çıkan her kelimenin herkese bir şeyler anlatması gerekiyor. En çok da bu ezik kişiliklerin mallarını satın alanlara bir şeyler anlatması gerekiyor. Bir ampul yanmalı kafalarda: Boykot!
Ne yazık ki, dinî kültürümüz, eğitim kültürümüz, okuma kültürümüz, temizlik kültürümüz gibi boykot kültürümüz de yok. Hiç kimse, “Hurra! Boykot!” demeden, medyada, sağda-solda boykot çağrıları yapmadan bir şeyleri boykot edebilmeliyiz diye düşünüyorum. Kanımıza, hissiyatımıza dokunan; vicdanımızı sızlatan; bizi aşağılayan, hor gören her konuda sessiz bir tepki kültürü geliştirmiş olmamız gerekiyordu. Ve bu sessizlik o kadar derinden olmalıydı ki, örneğin, Koç (pardon Vampir) Holding bunu en erken üç ay sonra hissedebilmeliydi. Bu üç ay ona öyle bir ders vermeliydi ki, toparlanması için en az üç yıla ihtiyaç duymalıydı. O üç yıldan sonra da yeni nesil vampirler bana hakaret etmeyi, beni ikinci plana itmeyi aklından bile geçirememeliydi.
Ez cümle: Kurulduğu günden beri, yurtdışından sürpriz yumurtalar içinde gelen parçaların montajı ihalesini alarak kendisine holding süsü veren bu densizlere pabuç bırakmamak gerekir. Tüm Koç’u toplayıp iki ile çarpsan bir Wal Mart etmiyor. Sen mi holdingsin? Pabucumun holdingi! “Efendi”sinin Türkiye’deki taşeronu!
Süleyman S. Aras
efendisi kim ki. vilmiyordum böyle olduğunu?
YanıtlaSilBazı şeylerin -sadece- bilinmesi bile tehlikelidir. Bir gün mutlaka ortaya çıkar. Şimdilik sadece "komplo teorisi" düzeyinde kalsın, bu bilgiler...
YanıtlaSilBu Köyün Yabancısı duygu ve düşüncelerine katılmamak mümkün değil. Osmanlıdan Cumhuriyete geçiş sürecinde peydahlanan ve semirilen "Efendi"lerinin taşeronları durumdan vazife çıkarmaya devam etmekle kalmayıp müslüman mahallesinde salyangoz satma görevlerini de bihakkın ifa etmekte iken Anadolunun gerçek sakinlerinin kumda oynama lüksleri olmasa gerek... çığlığınızın sağır sultanlar tarafından duyulacağı seherlerde buluşmak umuduyla...
YanıtlaSil> hemfikir, merhaba.
YanıtlaSilZiyaret, yorum ve cümlenizi bitirirken eklediğiniz dua için teşekkür ediyor ve "amin" diyorum.