4 Haziran 2008

Yarı Çıplak Tesettür

Postmodern çağ her şeyi dejenere etti. Her şeyi dejenere eden bizzat Post modern çağın kendisi değil elbette. Dünyadaki maddi manevi tüm bozulma gibi çağın dejenere olup bozularak “postmodern” ismini almasının sebebi de insan.

Peki, her şeyi postmodernizme kurban etme hakkını bize kim veriyor? Örneğin, tesettürün bile bu anlamda -hem de sahibesi tarafından- tecavüze uğratılması hangi kadına ne gibi bir yarar sağlıyor. Kafaya geçirilen başörtüsünün altına itina ile yerleştirilen bone, saçın tüm tellerini -sözüm ona- şehvetli erkek bakışlarından korurken yine aynı itina ile kasıtlı olarak açık bırakılan gömlek düğmeleri sebebiyle sergilenen göğüslere herhangi bir şehvetli bakışın değmediği mi varsayılıyor? Yoksa bu da -en aşağılığından- bir kendini (et olarak) pazarlama taktiği olarak hayatımıza girmiş mi bulunuyor?

Aynı şekilde saçları sıkı sıkıya kapatıp dar pantolonlar giyerek kalçaları sergilemek, kısa badiler giyerek göbeği açmak da ayrı bir fantezi olsa gerek. Sanki Kur’an’da -hâşâ- “saçlarınızı kapatın; ama isterseniz göbeğinizi, dizlere kadar bacaklarınızı, boynunuzu ve göğüslerinizin de bir kısmını açabilirsiniz” diye bir ibare var.

Bu anlattığım şeyler kazara olan şeyler de değil. Önceleri hemen hiç rastlanmayan bu tür sahneler artık sıradanlaştı. Bunu, kapalı kadının açık kadını kıskanması ve erkek ilgisinin en azından bir kısmını kendi üzerinde toplamayı arzulaması gibi basit bir gerekçeye de indirgemek istemiyorum. Ve fakat tesettürü bir yaşam biçimi olarak seçen Müslüman kadın tercihini yapmak zorundadır. Bu tesettür-teşhir ikileminden kurtulmalıdır. Farklı roller arasında sıkışmaya gerek yoktur. Ya açıksınızdır ya da kapalı… Bunun ortası olamaz.

Son ve daha vahimi, kendini tesettürlü olarak tanımlayan kızların ve kadınların da sağda-solda, toplu taşıma araçlarında veya toplum içindeki başka yerlerde birlikte bulundukları erkeklerle eskiye oranla daha fazla yılıştıklarını görmek de bir hayli düşündürücü. Acaba, halkın içinde kucak kucağa, sarmaş dolaş olma eylemleri, bir dönem bastırılmış dürtülerin patlaması olarak mı algılanmalı yoksa zavallılık psikolojinin bir sonucu olarak mı görülmeli? İnsan hiç mi utanmaz? Bir kimliği kirletmek bu kadar kolay mı? insan nasıl bu kadar alçaklaşabilir ve zavallılaşabilir? Bu soruların mantıklı cevaplarını bilen var mı? Bu kadınlar/kızlar ve onların suç ortağı erkekleri kendilerini hangi cevaplarla ikna ediyorlar?

Evet, ortalıkta “müslümanım ve inancım gereği kapalıyım” diye dolaşan bu kadın tipinin pervasızlığı, Müslüman bir erkek olarak beni rencide ediyor. Bu kadın tipinin suç ortağı erkek, sen ne durumdasın?

Bu, benim gibi Ortaçağ(!)dan fırlamış gelmiş bir kişinin gördüğü bir illüzyon mu, toplumsal ilişkiyi çözememiş hasta ruhun yaşadığı bir halüsinasyon mu, yoksa acı gerçeğin ta kendisi mi?

Süleyman S. Aras
Bu yazıyı paylaş:

6 yorum:

  1. Blogcu'dayken Bu Yazıya Yapılan Yorumlar:

    4.6.2008 - s.a
    Yazan: islamvedostluk
    Helal olsun, yazindan dolayi seni tebrik ediyorum, umarim bu ve bunun gibi yazilar birilerinin kafasina dank eder de, ne oluyoruz, nereye gidiyoruz, Rabbimizin emrini nasil temsil ediyoruz diye biraz olsun dusunurler ve geregini yaparlar. Malesef yazida belirtildigi gibi tesetturlu olan bayanlarimiz, acik olan bayanlardan daha fazla dikkat cekiyorlar. Toplumumuzu iyice dejenere ettiler, daha ne diyelimki. Allah dogru yoldan ayirmasin bizleri. Allah razi olsun.

    4.6.2008 - Teşekkür ederim.
    Yazan: suleymanaras
    Allah hepimizi ıslah etsin, doğru yoldan ayırmasın.

    6.6.2008 - Tek cevap
    Yazan: yaren
    Nefs ve hakikatlerin bir arada yaşanmak istenmesi.
    Bir yandan bilgisizlik.
    Allah sonumuzu hayır etsin.

    YanıtlaSil
  2. yazıya ve yapılan yorumlara ek olarak birde bu giyimi tercih eden birey şu mesajı mı vermek istiyor ; başımı örtüyürum ama aslında müslümanca bir hayat yaşadığım yok. benim müslüman kimliğimi takdir etmeyenlerinde sevebileceği biriyim.

    YanıtlaSil
  3. > ndn, sanırım buna alçaklık kompleksi deniyordu. Psikolojisi zayıf ve donanımsız bireyin kendinden kaçmasının bir sonucu işte...

    YanıtlaSil
  4. Bu yazıdan şu sonucu çıkarıyorum, yamuluyorsam düzeltin;

    -Başı açık,kot pantolon giyen, dar badi giyen ve "ben müslümanım" diyen kızlarımızın dolmuşta erkek arkadaşıyla şakalaşması, şehvet dolu gözlere maruz kalması normal değil mi ? Bunun normal olmasının sebebi bu yazıya göre; Onların "ben müslümanım" dediği halde başlarının açık olması. Bu bize çok normal geliyor ve bunun hakkında hiç bir şey yazılmıyor.

    diğer yan dan

    -Türbanlı, kot pantolon giyen, şehvet dolu bakışlara maruz kalıcak şekilde giyinen kızlarımız da "ben müslümanım" diyor ve yukarı da yazdığım kızlardan fark olarak "Ben müslümanım" lafını biraz da olsa icraata döküyorlar. Ve bu kızlarımız bizim gözümüze batıyor. Neden ? Çünkü; Onlar hem ben müslümanım diyor. Hem başını örtüyor. Hemde dolmuşta erkek arkadaşıyla şakalaşıyor. E yukarda ki kızda "ben mülümanım" diyordu, o da erkek arkadaşıyla şakalaşıyor du ? Bizim gözümüze başı açıklardan daha fazla neden batıyor acaba bu türbanlı kızlar ? Bizce onların yaşamaya hakkı yok mu ? Onlar erkek arkadaşıyla şakalaşamaz, sevişemez mi? Başı açıklar sevişir, kapalılar sevişemez mi? Böle bir adalet olur mu ?

    Tamam dinimize göre yanlış bunlar ama, başı açık kızın yaptığı daha yanlış değil mi? Eğer din konusun da insanları yargılayıcı bir yazı yazıcaksak; Türbanlı kızlarımızdan çok, başı açık kızlarımızı yazmamız gerekir. Öle yazılar yazıyoruz ki sanki açık kızlarımız dinsiz, imansız.

    YanıtlaSil
  5. Hakan Bey, öncelikle merhaba ve yorum için teşekkürler.

    Şunu hemen belirteyim. Söz konusu olan "yamulma" değil de "yanılma" olabilir belki. Bir giriş açıklaması yapmam gerekirse bu yazıyı kaleme almamın sebebi son zamanlarda bu tür görüntülerin çok çok artmış olmasıdır. Kendisi örnek olarak yaşayıp açık kardeşlerine tebliğ vazifesini yaparken samimiyetinin arkasında durması gereken başörtülü kızlarımızın bir kısmı malesef bu samimiyet sınavında sınıfta kalmışlardır. Ben bu sınıfta kalan "sınıf"ı eleştiriyorum. Bu bir. İkincisi hiç kimse, "ben Müslümanım" diyen birine (açık olsun, kapalı olsun, sokakta-otobüste-parkta sevişsin) "yok sen Müslüman değilsin" deme sadedinde değildir. Böyle diyen biri çıkarsa ona Peygamber diliyle denir ki: "Yarıp kalbini mi baktın?" Bana gelince; bu satırların yazarının günahları da dağlardan büyüktür. Fakat bu konuları da yazmak gerekir. Başı açık kızlarımız için çok şey yazıldı-çizildi. Halbûki gözden kaçan çok önemli bir gerçekle yüz yüzeyiz. Artık kurtarılması gerekenler listesi kabarıyor. Benim özellikle kapalı kızlarımızı eleştirmemin sebebi budur.

    YanıtlaSil
  6. Bende şurda ve şurda bu konuya değinmeye çalışmıştım.

    YanıtlaSil

1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.