Turgut Özakman, Şu Çılgın Türkler kitabını yazdıktan sonra kendisi de kitabı da olay oldu. Kitap çok yüksek satış (ve okunma) rakamlarına ulaştı. Hangi arkadaşıma kitabı okuyup okumadığını sorduysam, çoğunluğu askerde okuduğunu belirtti. Bu genel bir eğilimmiş gibi okumamış olanlar da askerde okumayı düşündüğünü söyledi. Hanımefendiler ve askerlikle ilgisi kalmayan beyler de elbette yoğun ilgi gösterdiler kitaba.
Çoğu Türk erkeği gibi Şu Çılgın Türkler’i ben de askerde okudum. Sürükleyici bir kitap… Eğer detaylı yazacak olsaydım elbette eleştirilecek yanları da var. Ben bunlara değinmeyeceğim; ama eğer sen bu kitabı okumadıysan bir şekilde edin ve oku. Kesinlikle tavsiye ederim.
Benim burada esas değinmek istediğim husus şu: Kitaptan edindiğim izlenime göre çılgın olan Türkler değilmiş; esas çılgın olan düşmanlarımızmış. Sen kalk dünyanın dört bir etrafından gel ve benim ülkemi işgal et. Ben de oturup seyredeyim. Olmamış… At üstünde, silah elinde bir millet, tandır başında, nargile elinde oturmaz. El hâsıl oturan olmamış…
Bu düşman cephesinin en çılgın kesimini Yunanlılar oluşturmaktadır. Biz, diğer düşmanlarla savaşırken sen tut, kurnazlıklarını, hainliklerini, zalimliklerini bildiğin halde İngilizlerin kışkırtmasıyla Anadolu’ya, Türk’ün elinde kalan bir avuç vatanına, saldır. Tabi o gün derslerini aldılar, kuyruklarını kıstırıp kaçtılar.
Yüz yılda bir, düşmanı yoldan çıkaran bir dolunay mı çıkıyor, bilmiyorum; ama düşman/düşmanlar yine bazı çılgın projelerini sahnelemeye başladılar. Cennet vatanımızın güneydoğusunda olanlar, son zamanlarda işlenen din ve ırk eksenli cinayetler bir de halkımız arasında meydana getirilmeye çalışılan kamplaşmalar bunu açıkça göstermektedir.
Belli ki düşmanlarımız yine çılgınlık yapma peşinde.
Lucifer’in orduları yine kudurdu gibi.
Olayların merkezinde yine Orta Dünya var. Orta Dünyanın merkezinde ise Türkiye…
Peki, ey büyük halk, sen ne yapacaksın? Yıllardır uyuyor musun? Saddam’ın Cumhuriyet Muhafızları gibi bir tokatla yıkılacak ve dağılacak mısın? Yoksa bir hazırlığın var mı? Bir sürpriz yaparız beklentisi olmamalı. Bizim mağlubiyetimiz sürprizdir.
Fakat ey millet, hamaset edebiyatını bırakalım artık; bırakalım atalarımız yattıkları yerde rahat yatsınlar. Onlar geldi geçti. Bize bir felsefe bırakıp gittiler: Millet olma, devlet olma, birlik olma, dirlik olma felsefesi… Bu felsefeyi özümsememiz lazımdır.
Şimdi ecdadını rahatsız etmeden sessizce ayağa kalk, gözlerini ufka dik ve düşmanı bekle. Öncü birlikleri içimizde… Önünde sonunda kendileri de gelecektir. Bir şekilde gelecekler…
Çoğu Türk erkeği gibi Şu Çılgın Türkler’i ben de askerde okudum. Sürükleyici bir kitap… Eğer detaylı yazacak olsaydım elbette eleştirilecek yanları da var. Ben bunlara değinmeyeceğim; ama eğer sen bu kitabı okumadıysan bir şekilde edin ve oku. Kesinlikle tavsiye ederim.
Benim burada esas değinmek istediğim husus şu: Kitaptan edindiğim izlenime göre çılgın olan Türkler değilmiş; esas çılgın olan düşmanlarımızmış. Sen kalk dünyanın dört bir etrafından gel ve benim ülkemi işgal et. Ben de oturup seyredeyim. Olmamış… At üstünde, silah elinde bir millet, tandır başında, nargile elinde oturmaz. El hâsıl oturan olmamış…
Bu düşman cephesinin en çılgın kesimini Yunanlılar oluşturmaktadır. Biz, diğer düşmanlarla savaşırken sen tut, kurnazlıklarını, hainliklerini, zalimliklerini bildiğin halde İngilizlerin kışkırtmasıyla Anadolu’ya, Türk’ün elinde kalan bir avuç vatanına, saldır. Tabi o gün derslerini aldılar, kuyruklarını kıstırıp kaçtılar.
Yüz yılda bir, düşmanı yoldan çıkaran bir dolunay mı çıkıyor, bilmiyorum; ama düşman/düşmanlar yine bazı çılgın projelerini sahnelemeye başladılar. Cennet vatanımızın güneydoğusunda olanlar, son zamanlarda işlenen din ve ırk eksenli cinayetler bir de halkımız arasında meydana getirilmeye çalışılan kamplaşmalar bunu açıkça göstermektedir.
Belli ki düşmanlarımız yine çılgınlık yapma peşinde.
Lucifer’in orduları yine kudurdu gibi.
Olayların merkezinde yine Orta Dünya var. Orta Dünyanın merkezinde ise Türkiye…
Peki, ey büyük halk, sen ne yapacaksın? Yıllardır uyuyor musun? Saddam’ın Cumhuriyet Muhafızları gibi bir tokatla yıkılacak ve dağılacak mısın? Yoksa bir hazırlığın var mı? Bir sürpriz yaparız beklentisi olmamalı. Bizim mağlubiyetimiz sürprizdir.
Fakat ey millet, hamaset edebiyatını bırakalım artık; bırakalım atalarımız yattıkları yerde rahat yatsınlar. Onlar geldi geçti. Bize bir felsefe bırakıp gittiler: Millet olma, devlet olma, birlik olma, dirlik olma felsefesi… Bu felsefeyi özümsememiz lazımdır.
Şimdi ecdadını rahatsız etmeden sessizce ayağa kalk, gözlerini ufka dik ve düşmanı bekle. Öncü birlikleri içimizde… Önünde sonunda kendileri de gelecektir. Bir şekilde gelecekler…
Süleyman S. Aras
0 yorum:
Yorum Gönder
1- İsminizi (en azından bir rumuz) lütfen yazınız!
2- "Susma hakkı"nı kullanma. Susma! Hakkını kullan...
3- Senin sevdiğin kişi ve değerlere eleştirel yaklaşmış olabilirim. Bunun için hakaret ve küfür içerikli yoruma gerek yok, sen de eleştir.
4- Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmaz/yayınlanmaz.